‎ ‎‎ ‎‎ ‎ ATATÜRK YOLU - BAĞIMSIZLIK ÜZERİNE‎ ‎‎ ‎‎ ‎‎ ‎‎ ‎‎ ‎‎ ‎‎ ‎‎
Transit umbra, lux permanet - Gölge gider, ışık kalır.

IŞIKLI YOL
Aydınlığa, Özgürlüğe, Mutluluğa









Engin Bellisan

                        BAŞ SAYFA DÜŞÜNCE ODASI  MAVİPENCERE   GÖZLEMEVİ   ARKABAHÇE   IŞIKLIYOL
                                    Alıntılık      Belgelik   Yarenlik   Okumalık ‎   Bakmalık   Gezinmelik

ANILARDAN ALINTILAR

Çobanın Kalbi, Köyün İmamı

‎ ‎
Serbest Fırka faaliyetinin zararlı ve karanlık bir istikamet almaya ‎başladığı ve Atatürk’ün gidişi beğenmediği günlerde, ‎Bekir_Refik_Koraltan çevresinde bulunanlardan Refik Koraltan) sohbet anında ‎ ‎
“Paşam merak buyurmayın ve üzülmeyin, bunlar hatanın ‎azametini çok kısa bir zamanda idrak edecekler ve yine yüksek himayenize ‎sığınacaklardır. İtimat buyurun Anadolu’nun en ücra bir köşesinde bir ‎çobanın kalbini açtığınız zaman orada Mustafa Kemal yazar, bu böyledir ‎Paşam.”
‎ demesi üzerine verdiği Atatürk ‎ ‎
“Beyefendi, Anadolu’nun en ücra bir köşesinde ‎bir köylünün, çobanın kalbini açtığın zaman orada Mustafa ‎Kemal yazdığını zatıaliniz kadar ben de bilirim. Amma benim ‎kadar sizin de bilmenizi istediğim bir şey vardır ki o da şudur: ‎Orada, o çobanın bulunduğu yerin on dakika ilerisindeki bir köy ‎imamı gelip o ismi on dakikada siler, isterse istediği bir başka ‎ismi yazar. Bunu da benim kadar sizin bilmenizi isterim.
Anlatan: Mahmut Baler.
Kaynak: Mahmut Baler, Atatürkten Anılar, Milliyet ‎Gazetesi
( bknz.9.11.1970 tarihli nüsha) ve İlknur Güntürkün Kalıpçı,
Atatürk İle Bir Gezinti, Epsilon, 2007 (Bknz. s.90)
‎ ‎

Kıvılcım ve Alev

‎ ‎Sadi Irmak
“1923’te benim İstanbul Darülfünunu’nda ‎talebe olduğum sıralar bir ilan görüyoruz.‎ ‎
"Avrupa’ya talebe ‎gönderilecektir".’
‎ Allah, Allah! Daha Lozan yapılmış ama tasdik edilmemiş, memleket ‎her köşesinden bucağından kaynıyor. Harabe durumda, ‎Birinci Dünya Savaşı’nın tahribatı sürüyor. Tam bu sırada lüks gibi ‎bir şey Avrupa’ya talebe göndermek.
Şansımızı Deneyelim ‎diyoruz. 150 kişi içinden 11 kişi seçilmişiz. Atatürk benim ‎adımın yanına ‎
“Berlin Üniversitesi’ne gitsin”
‎ ‎ diye yazmış.
Yola çıkacağım, trene binmek üzere Sirkeci ‎Garı’na gittim. Ama bir heyecan, gitsem mi kalsam mı? İyi mi ‎yapıyorum kötü mü? Kafamda bir sürü soru işareti var. Tam bu ‎sırada müvezzi ‎
“Mahmut Sadi, Mahmut Sadi”
diye bağırıyor. ‎Bir telgrafım varmış. Açtım, aynen şunlar yazıyordu:
‎ ‎“SİZLERİ BİRER KIVILCIM OLARAK ‎ ‎ GÖNDERİYORUM, ALEVLER OLARAK GERİ DÖNMELİSİNİZ. ‎ ‎ İmza MUSTAFA KEMAL,”
Anlatan: Sadi Irmak.
Kaynak: İlknur Güntürkün Kalıpçı, Atatürk İle Bir Gezinti, Epsilon, 2007 (Bknz. s..151)