I - DİKKAT DAĞITAN YANILMACALAR Fallacies of DistractionClick here | SAHTE İKİLEM (False Dilemma) |
TANIM | Aslında ikiden çok seçenek var iken sadece iki seçenekten söz etmek |
---|---|---|
ÖRNEK | Bak oğlum, kararını ver! Ya bu müzik setini beğenirsin alırız, ya da uzunca bir süre müziksiz yaşarsın. | BİLGİ KUSURU (From Ignorance) | TANIM | Bir olay veya durumun pek bilinmemesinden yararlanılarak onunla ilgili olarak ortaya atılan savın yanlı (veya doğru) olduğunu ileri sürmek |
ÖRNEK | Yerkürenin giderek ısınması ile ozon tabakasının delinmesi arasında ilişki olduğunu kimse ispatlayamamıştır. O bakımdan sprey kullanmanın çevreye zarar verdiği doğru değildir. | EĞIK DÜZLEM (Slippery Slope) | TANIM | Kabul edilebilir bir önermeyle başlayıp gittikçe kabul edilmesi daha güç yargılara/sonuçlara varmak. |
ÖRNEK | Sigarayı yasaklarsak insanlar, keyif verici maddelere dönecekler, daha sonra bunlarla da yetinmeyip uyuşturuculara alışacaklardır, Bu ise suçları suçluları artıracaktır. O bakımdan sigarayı yasaklamaktan caz geçip suçların artmasını önlemeliyiz.. | KARMAŞIK SORU
(Complex Question) | TANIM | Birbiriyle ilgisiz İki hususu tek bir önermede bir araya getirmek |
ÖRNEK | Madem insan haklarına inanıyorsun, o halde türbanlı öğrencilerin üniversiteye alınmalarına niye karşısın? | |
EN SONA YANILTMACALAR SONRAKİ |
II - DUYGUSAL YANIMIZDAN YARARLANAN YANILTMACALAR Appeals to Motives | ZORA KOŞMA (Appeal to Force) |
TANIM | Karşı tarafı zorlayarak ikna etmek |
---|---|---|
ÖRNEK | Yönetim Kurulumuzun çalışmalarının yararına inanmıyorsan, dernek üyeliğinden niye istifa etmiyorsun? | ACINDIRMA (Appeal to Pity) | TANIM | Karşı tarafta acıma duygusu, sempati uyandırarak ikna etmek |
ÖRNEK | Umarım bu projeyi beğenirsiniz. Üç aydır gece gündüz demeden çalıştık. Adeta evle, çoluk çocukla ilgimiz kesildi | SONUÇLA KORKUTMA (Consequence) | TANIM | Karşı tarafı doğabilecek olası sonuçlarla korkutarak ikna etmek |
ÖRNEK | Devlet Bakanı M.Ş’nin IMF’nin ajanı olduğuna inanamazsın. Çünkü o zaman Türkiye Cumhuriyeti bağımsızlığını kaybetmiş olur. | ÖNYARGILI SÖYLEM (Prejudicial Language) | TANIM | Karşı tarafı önyargıları veya değer yargılarını kullanarak ikna etmek |
ÖRNEK | Özgürlükçü demokrasiye inanan bir kişi türban yasağını onaylayamaz .(Çünkü türban özgülük konusudur.) | TUTULUYORSA DOĞRUDUR (Popularity) | TANIM | Bir önermenin doğruluğunu toplumda veya çevrede beğenildiği ileri sürülerek kanıtlamak |
ÖRNEK | Bugün kişisel bilgisayarların % 80’inde Windows kullanılıyor. Niye hala unix deyip duruyorsun | |
ÖNCEKİ YANILTMACALAR SONRAKİ |
III - KONUYU DEĞİŞTİREN YANILTMACALAR Changing the Subject | KİŞİYE HÜCUM
Attacking the Person |
TANIM | Karşı savı, onu ileri süren kişinin karakterini, durumunu, niteliklerini ortaya atarak çürütmek |
---|---|---|
ÖRNEK | Sayın G. M’nin gayri menkul üzerine konulan yeni vergileri savunması gayet kolay. Çünkü onun bu dünyada dikili ağacı yoktur. | YETKİLİ DİYOR Kİ Appeal to Authority | TANIM | Karşı savı, o konuda uzman olan veya uzman olduğu iddia edilen bir kişiyi tanık göstererek çürütmek |
ÖRNEK | Sn. A.çok büyük bir ekonomisttir. O da bu krizin üretim kapasitemizin artırılamamasından doğduğunu söylemektedir. O halde niye hala başka nedenler arıyorsunuz? | ADSIZ UZMAN
Anonymous Authority | TANIM | İsmi verilmeyen yetkili kişileri kaynak göstermek |
ÖRNEK | Bütün uzmanlar nükleer savaşı önlemek için doğru yolun nükleer savaşa hazırlanmak olduğu hususunda mutabıktırlar. | SÖYLEM ÖZDEN ÜSTÜN
Style Over Substance | TANIM | Bir konuda varılan sonucun doğruluğunu o sonuca varırken kullanılan üslup veya sunuş şeklini överek (veya yererek) kanıtlamak (veya çürütmek). |
ÖRNEK | Sayın Başbakanın görüşü doğrudur çünkü gördünüz halk onu ne biçim alkışladı. | |
ÖNCEKİ YANILTMACALAR SONRAKİ |
IV - NEDENSELLİK YANILTMACALARI Causal Fallacies | RASTLANTISAL İLİNTİ
(Post Hoc) |
TANIM | Birbiri ardından gelen iki olay arasında nedensellik ilişkisi olduğunu varsaymak |
---|---|---|
ÖRNEK | Bu kış çok kar yağdı. İlkbaharda her yer yeşillendi. Türkiye’ye gelen turist sayısı da arttı. | BİRLEŞİK SONUÇ
(Joint effect:) | TANIM | İki olay veya durumun her ikisi de arka plandaki ortak bir nedenden doğduğu halde bunların birbirinin nedeni olduğunu ileri sürmek |
ÖRNEK | Talep düştüğü için işsizlik arttı.( Oysa her iki olayın da nedeni faizlerin yüksek tutulması olabilir.) | ÖNEMSİZ NEDEN
(Insignificant) | TANIM | Bir savı, bir durum veya olayı doğuran pek çok neden arasından çok önemsiz olan bir nedeni öne çıkararak kanıtlamak |
ÖRNEK | Sigara içenler çok çoğaldığı için hava kirliği arttı.(Egzoz ve kalorifer dumanları ?!) | NEDENİ TERSİNDEN ALMAK
(Wrong Direction) | TANIM | Neden ile sonuç arasındaki ilişkiyi tersinden almak |
ÖRNEK | AIDS hastalığının artmasının bir nedeni de okullarda cinsel eğitime başlanmış olmasıdır.( Aslında cinsel eğitim AIDS’e karşı bir önlem olarak ortaya çıktı denebilir.) | KARMAŞIK NEDEN
(Complex Cause) | TANIM | Çok karmaşık nedenlerin sonucu olan bir olay veya durumun sadece bir nedeni üzerinde durmak |
ÖRNEK | Silah taşımak hakkı bireyin Özgürlüğünün bir sonucu değil midr? | |
ÖNCEKİ YANILTMACALAR SONRAKİ |
v - USLAMLAMA YANILTMACALARI Inductive Fallacies | İVEDİ GENELLEME (Hasty Generalization) |
TANIM | Az sayıda örnekten hareketle genel bir yargıya varmak |
---|---|---|
ÖRNEK | Ben askerdeyken Antakyalı M. beni komutana gammazlamıştı. Antakyalılara hiç güvenilmez.. | YETERSİZ VEYA GEÇERSİZ ÖRNEKLEME
(Unrepresentative Sample) | TANIM | Tartışılan konuyla ilgisi olamayan veya tüm alanı kapsamayan bir örnekten hareket etemek |
ÖRNEK | Bizim şirketteki bütün arkadaşlar sosyal demokratları beğeniyor. Bu yüzden inanıyorum ki bu seçimleri onlar kazanacak | YANLIŞ ÖRNEKSEME [ANOLOJİ]
(False Analogy) | TANIM | Birbirine pek benzemeyen iki olay veya durumun karşılaştırılmasından sonuç çıkarmak |
ÖRNEK | Öğrenciler çivi gibidir. Nasıl çivinin başına vurmadan çakamazsan öğrenciyi de kulağını çekmeden çalıştıramazsın. | ÜŞENGEÇ TÜMEVARIM (Slothful Induction) | TANIM | Bir tümevarımda açıkça ortaya çıkan sonucu gerçekleri görememek veya görmezden gelmek suretiyle inkar etmek.. |
ÖRNEK | Nizami bey son altı ayda dört kaza yaptığı halde kendisinin çok iyi bir sürücü olduğunu iddia ediyor. | ASIL KANITI DIŞLAMA
(Fallacy of Exclusion) | TANIM | Bir tümevarımın sonucunu kesinlikle değiştirecek bir önermeyi hiç dikkate almamak. |
ÖRNEK | Ahmet Konyalıdır bu bakımdan dinci partiye oy verecektir.(Oysa Ahmet alevidir.) | |
ÖNCEKİ YANILTMACALAR SONRAKİ |
VI - ASIL KONUYU ŞAŞIRTAN YANILTMACALAR Missing the Point | SORUYU DOĞRU SAYMAK
(Begging the Question) |
TANIM | Sonucun doğruluğunu öncül önerme ile daha baştan kabul etmek |
---|---|---|
ÖRNEK | Bu ankette hiçbir hata yoktur.Bu bakımdan anketin sonuçları doğrudur | BAĞLAM DIŞI SONUÇ ÇIKARMA
(Irrelevant Conclusion) | TANIM | Tartışma konusu ile ilgisi olmayan başka bir sorunun sonucunu kanıtlamak |
ÖRNEK | Sanayiciler vergi yükümlülüklerini yerine getirmediği için hükümetin enflasyonla mücadelesi boşa gidiyor. | İLGİSİZ AMAÇ SAFSATASI
(Fallacy of Irrelevant Purpose) | TANIM | Aslında öyle bir amaç bulunmadığı halde, amaca ulaşılmadığına dayanarak çıkarım yapmak |
ÖRNEK | Din adamlarına güvenmiyorum. Binlerce yıldır Allah’ın varlığıı ispatlayamadılar | KORKULUĞA SALDIRI
(Straw Man) | TANIM | Karşı tarafın asıl savı yerine, başka daha kolay çürütülebilecek bir görüşü çürütmeye çalışmak |
ÖRNEK | AB ye karşı olanlar Annan planına karşı çıkıyorlar. Oysa Türkiye’nin AB’ye girmesi mutlaka gereklidir. | |
ÖNCEKİ YANILTMACALAR SONRAKİ |
VII - ANLAM BELİRSİZLİĞİ İLE İLGİLİ YANILTMACALAR - Fallacies of Ambiguity | Cinaslı Belirsizlik
(Equivocation |
TANIM | İki ayrı anlamı olan bir sözcüğün bu iki anlamlığından yararlanmak |
---|---|---|
ÖRNEK | Normal olan bir ailede 2.5 çocuktur . Kösegiller de normal bir aile olduğuna göre onların da 2.5 çocukları olmalıdır. ,(brinci önermedeki normal = ortalama, ikinci önermedeki normal= olağan, sıradan) | Anlatım Belirsizliği (Amphiboly | TANIM | sözdizimindeki özensizlik veya ifade zayıflığından ötürü bir tümcenin iki değişik şekilde anlaşılmasına neden olmak |
ÖRNEK | Hasan bey, Mualla Hanımı Ahmet Bey ile yakaladı | Yanlış Vurgulama (Accent | TANIM | Bir sözcük veya ibarenin yanlış vurgulanmasından değişik bir anlam doğmasına neden olmak |
ÖRNEK | Çalış baban gibi eşek olma. Sayın Cumhurbaşkanı, laik, demokratik cumhuriyeti ve ülke bütünlüğünü koruyucu yaptırımları daha etkili kılmak amacıyla hazırlanan KHK’yı veto etti | |
ÖNCEKİ YANILTMACALAR EN BAŞA |