| |
BAŞ SAYFA
DÜŞÜNCE ODASI
MAVİPENCERE
GÖZLEMEVİ
ARKABAHÇE
IŞIKLIYOL Alıntılık Belgelik Yarenlik Okumalık Bakmalık Gezinmelik |
BİLİŞİM NEDENLER Yolsuzluğu Doğuran Etmenler SAVAŞIM BİLGİNİN ÖNEMİ BÜTÜNSEL VE BİLŞİMSEL YAKLAŞIM DEMOKRASİ, ÖZGÜRLÜKLER VE YOLSUZLUK SAYDAMLIK HESAP VERME YÜKÜMLÜLÜĞÜ SONUÇ | |||||||||||||||||||||||||||
SORUN
Günümüzde yolsuzluk, toplumların güvenlik ve istikrarını tehlikeye düşüren, toplumsal,
ekonomik ve siyasal gelişmeyi tehdit eden, demokrasi ve erdem özlemlerini çökerten bir
ana toplumsal sorun olarak kabul edilmektedir. Küreselleşme süreci çerçevesinde bir
taraftan mal, hizmet ve emek pazarlarının ulusal sınırların dışına taşması
ve diğer taraftan yasadışı eylemlerin uluslararası bir nitelik kazanması nedeniyle, insanlığı
uygarlığın başladığı zamandan beri kemiren bu hastalık, uluslararası bir nitelik kazanmış
bulunmaktadır. Yolsuzluğun hem ulusal, hem de uluslararası alanda öncelikli bir konu
haline gelmesi ile, yolsuzlukla savaşım için ulusların birlikte çaba harcamaları,
deneyimlerini paylaşmaları ve bir ölçüde ortak davranış standartları geliştirmeleri
ihtiyacı doğmuştur. **Bu yüzden, yolsuzlukla savaşımın yöntemleri ve stratejileri ülkeden
ülkeye farklılık arz etmesine rağmen, hesap verme yükümlülüğünün genişletilmesi,
saydamlığın artırılması ve hukukun üstünlüğünün hakim kılınması için uluslararası
işbirliği yolunda önemli adımlar atılmış, uluslararası işbirliği mekanizmaları
oluşturulmaya başlanmıştır.
&&&Ne yazık ki, toplumda hak ve adalet duygusunu zayıflatan, ahlaki değerleri aşındıran,
yoksulluğu artıran ve aynı zamanda insan hakları, temel hak ve özgürlükler, demokratik
gelişme, sürdürülebilir kalkınma ve sağlıklı çevre konularında da olumsuzluklar
doğurmakta olan yolsuzluğun tümüyle ortadan kaldırılması hiç bir zaman mümkün
olamayacaktır. Bu savaşımda kestirme yollar, kolay çözümler de bulunmamaktadır. Bununla
beraber bilişim toplumu ve e-devlet konusundaki gelişmeler, hem insanların ve toplumların
bu alanlarındaki beklentilerini yükseltmiş, hem de bu savaşımda yeni ümitler doğurmuştur.
Başa Dön
|
| ||||||||||||||||||||||||||
TANIMYolsuzluk, “rüşvet vererek veya yasal olmayan diğer özendirici yöntemler kullanarak, yasadışı bir iş veya işlem yapılmasını sağlamak ” olarak tanımlanabilir. Bir yolsuzluk olayında, genellikle hem yolsuzluğa özendiren tarafın, hem de yasa dışı iş veya işlemi yapması istenen tarafın parasal veya tinsel bir yararı bulunur. Yolsuzluk olaylarının çoğunda görünmeyen ve zarara uğrayan bir taraf daha vardır ki, bu tarafın uğradığı zararın bazen kazanan tarafların kazançları toplamından da fazla olduğu görülür. Kamu kesimindeki yolarda, zarar gören tarafın ilk bakışta Devlet veya Hazine olduğu düşünülürse de asıl zararı sineye çeken, olayda hiç rolü olmayan halktır. Özel sektördeki şahıs firmaları veya aile şirketlerindeki yolsuzluklarda, zarara uğrayan, duruma az çok hakim olması mümkün bulunan firma sahipleridir. Halka açık sermaye şirketlerindeki yolsuzluklarda ise, şirketin yöneticilerinin veya çalışanlarının işlediği yasadışı eylemlerin doğurduğu zarar da olayda rolü olmayan pay sahipleridir. Ne var ki olayda rolü olmadığı söylenen halkın veya pay sahiplerinin tümüyle kusursuz olduğu ileri sürülemez. Çünkü halk da, pay sahipleri de yöneticileri seçmek hakkını ellerinde bulundurduklarına göre, bu haklarını kullanırken daha dikkatli davranabilirlerdi.Bugün gerek halk kitlelerini yakından ilgilendiren ve gerek uluslararası kurum ve kuruluşlar tarafından üzerinde durulan konunun daha çok kamu kesiminde rastlanan yolsuzluklar olduğunu görmekteyiz. Oysa, özel sektörde cereyan eden yolsuzluk olayları toplumun düzeni, halkın esenliği, ekonominin sağlamlığı açısından daha az kötü değildir. Ayrıca, unutulmamalıdır ki kamu kurum ve kuruluşlarında cereyan eden yolsuzluk olaylarında, yolsuzluğu tetikleyen ve fiyatını ödeyen taraf genellikle özel sektör firmaları veya özel kişilerdir. Bununla beraber, genel eğilime uyularak, bu yazıda da kamu kesimi ile ilgili yolsuzluklara ağırlık verilmiştir. Yolsuzluğa biraz yakından bakılınca, bunun, “birine emanet olarak verilen yetkinin kötüye kullanılmaması gerektiği” ilkesinden sapma olduğu görülür. Bir kişi kendisine verilen yetkiye, kendisi için herhangi bir yarar sağlamayacak derecede, “uzakta durmalı”; yani bu yetkiyi kullanırken, kendi yararını veya aile ilişkilerini kollamaktan kaçınmalıdır. İngilizce’de uzakta tutma ilkesi olarak adlandırılan bu ahlak ilkesi, dilimizdeki “emanete hıyanet etmemek ” deyimi ile eş anlamlıdır. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı +++ da yolsuzluğu, “yetkinin, özel çıkar sağlanması amacıyla kötüye kullanılması" olarak tanımlamaktadır. Rüşvet, zimmet, haraççılık, dayıcılık , ahbap-çavuşçuluk çıkar çatışmasına göz yummak , +++ gibi hukuk ve ahlak dışı uygulamalar, bu ilkenin çiğnenmesinin veya göz ardı edilmesinin çeşitli biçimlerinden başka bir şey değildir. Yolsuzluğun daha başka türlerinden de bahsedilebilir ise de, en sık rastlanan ve topluma en çok kötülüğü dokunan şeklinin rüşvet olduğu muhakkaktır. Bu yüzden, Rüşvet Kategorileri adı ile aşağıda yer alan kutucukta, çeşitli rüşvet tipleri, örnekleri ile açıklanmaktadır. Başa Dön | |||||||||||||||||||||||||||
| |||||||||||||||||||||||||||
NEDENLERYolsuzluğun çıkış nedenleri ülkeden ülkeye farklılık göstermekle beraber temelde insanların kendi çıkarlarını
önde tutan bir yaradılışa sahip olmaları yatmaktadır. Diğer taraftan çağdaş batı kültürü, tüketime ve mal
edinmeye aşırı önem verilmesine yol açmış, kişisel başarı ve saygınlık parasal varlıkla ölçülür hale gelmiştir.
Buna karşılık din, ahlak, hukuk, gelenek ve törelerin koyduğu kuralların önemi ve etkisi türlü nedenlerle
zayıflamış, gerek insanın yapısal kusurunun ve gerek kültürümüzdeki yanlış yönlendirmenin doğuracağı bozuk
davranışlar kolayca önlenemez olmuştur. Konuyla ilgili incelemelerde yolsuzluk nedenleri çeşitli biçimlerde sınıflandırılmaktadır. Aşağıdaki tablo bu sınıflandırmalardan yaralanılmak suretiyle bu nedenlere toplu bir bakış getirmek amacıyla hazırlanmıştır. | |||||||||||||||||||||||||||
|
| Temel Bozukluklar hakkında çok geniş açıklamalar yapılması ve üzerinde uzun uzun durulması gerekmekte ise de
böyle bir uğraş, bu çalışmanın sınırlarının dışında kalmaktadır. Burada, yalnızca bu temel bozuklukların adları
verilmektedir. Ancak toplumsal, ekonomik ve tarihsel nedenlerden doğan ahlak bozukluğu, hukuk sisteminin
çarpıklığı, kültür yozlaşması, siyasal yapının uygunsuzluğu, yönetimin yetersizliği, güvenlik ve yargı
mekanizmalarının iyi çalışmaması, gelir dağılımının yamukluğu, Kamuda Ücret Düzeyinin Düşüklüğü, Hayat
Pahalılığı gibi olumsuzluklar düzeltilmeden yolsuzluğun ortadan kaldırılmasının mümkün olmadığını da
Beklemememiz gerekmektedir. Aşağıdaki Saydamlık ve Hesap Verme Yükümlülüğü başlıkları altındaki açıklamalar bir anlamda Bilgi eksikliği, iletişim eksikliği ve denetim eksikliği gibi altyapı gereksinimlerinin irdelenmesi sayılabilir. Uyumsuzluklar ve Dengesizlikler olarak adlandırılan etmenlere gelince, bunların kısa tanımları Tabloda yer almaktadır. Aşağıdaki hayali ve biraz da abartmalı iki örnek ise tanımların daha kolay anlaşılmasına yardımcı olmak amacıyla verilmektedir. Örnek 1 - Trafikte düzen nasıl sağlanır : Bir kentte trafik akışını hızlandırmak amacıyla Kentin bütün cadde veya sokaklarına park etme yasağı konmuş (Amaç X Yasak Uyumsuzluğu), bu yasağa uyulmaması halinde, park edilen aracın bir yıl süreyle trafiğe çıkmaması karara bağlanmış (Yasak X Yaptırım Uyumsuzluğu ), bu karar üzerine aracın bu yasağa uygun olarak trafikten men edilmesi için, güvenilir kişi olarak araç sahibinin eşi tayin edilmiştir ( Yaptırım XYürütme Uyumsuzluğu ) Örnek 2 – Konut sorunu nasıl çözülür : Konut sorununu çözmek amacıyla yılda yaklaşık 10 bin dolayında olan yeni evlilere, yıllık üretimi bin dolayında olan (İstem - Sunum Dengesizliği ) ucuz halk konutlarının, piyasa değeri 10 milyar olmasına karşın, sadece bir milyar bedelle satılması (Çıkar - Bedel Dengesizliği) kararlaştırılmıştır. Ancak ilgili dairede uzman personel yetersizliği nedeniyle, bu konutlara yapı kullanma izni verilmesi sıraya konulmuş olup, bu izin konut bedelinin ödenmesinden itibaren en az bir yıl geçmeden verilememektedir (İ stenen Zaman - Sağlanan Zaman Dengesizliği ). Başa Dön SAVAŞIMYukarıdaki her iki örnekte de gerek kamu görevlileri ve gerek kamu hizmetinden yararlanmak isteyen kişiler adeta yolsuzluğa zorlanmaktadır. Buradan bu uyumsuzluk ve dengesizliklerin ortadan kaldırılması ile yolsuzluğun da ortadan kaldırılabileceği sonucuna varılabilir. Aynı şekilde temel bozukluklar düzeltilebilse ve altyapı gereksinimleri karşılanabilse, yolsuzluklar önemli ölçüde önlenecektir. Diğer bir deyişle yolsuzluğu önlemek için yolsuzluğu doğuran etmenlerin temizlenmesine çaba gösterilmelidir. Diğer bir önleme yolu ise yolsuzluk suçunu işleyenleri hemen yakalayıp cezalandırarak, toplumda yolsuzluğa başvurmanın cezasız kalmayacağı görüşünü hakim kılmaktır.Kabul etmek gerekir ki bu iki önlemi tümüyle yerine getirmek mümkün değildir. Bu yüzden yolsuzlukla savaşımda, yine bu iki önlem göz önünde tutularak, daha kolay gerçekleştirilebilir hedeflere yönelik yollara, yordamlara, tekniklere başvurulmalıdır. Bu yollar, yordamlar ve teknikler başlıca şu üç amaca yöneliktir:
BİLGİNİN ÖNEMİ“Bu yol, yordam ve tekniklerde bilişim ve iletişim teknolojilerinin katkısı ne olabilir?” sorusu bu yol, yordam ve yöntemlerin geliştirilmesinde ve kullanılmasında bilginin rolü ve önemi ile bağlantılıdır.Aslında Devlet bilgi (bilinti=information) işleyen bir sistemden başka bir şey değildir. Bu yüzden bütün kamu görevlileri, bilgi emekçileri olarak da adlandırılabilir. Hangi alanda olursa olsun, bir kamu kurumu veya kuruluşu kendisine verilen görevleri yerine getirmek amacıyla yasalar, ilkeler ve kurallar çerçevesinde bilgiyi derlemek, saklamak, yaymak ve kullanmak durumundadır. Öyle ki, iyi kamu yönetimi ve yönetişim, bilginin akıllıca ve etkin olarak kullanılmasından ibarettir denebilir. Diğer taraftan, iletişim ve bilgi teknolojileri sayesinde, bilginin işlenmesi büyük hız kazanmış, ayrıca bilginin, sonradan erişmek üzere, saklanması, sınıflandırılması ve daha geniş alanlara yayılması kolaylaşmıştır. Bu yüzden iyi kamu yönetimini ve yönetişim iletişim ve bilişim teknolojileri kullanılarak daha kolay elde edilebilmektedir. Bu teknolojiler, iyi yönetim ve yönetişimden sapmaları izlemek veya önlemek amacıyla kullanılabilecek olanakları da sağlamaktadır. Başa Dön BÜTÜNSEL VE BİLŞİMSEL YAKLAŞIM Teknolojinin bize sunduğu olanaklar, yolsuzlukla savaşımı biraz olsun kolaylaştırmış bulunmakla beraber, bu savaşımda başarılı olabilmek için önce siyasal liderlerin bu davaya kararlılıkla inanmaları, sonra da bu inancın her kademedeki yönetici kadrolarca paylaşılması, ve medyanın ve sivil toplum kuruluşlarının aynı yönde çaba göstermeleri gerekmektedir. Ayrıca, güvenlik ve yargı birimlerinin uygulamaları adil ve etkin olmalı, en azından bu kurumlar, kamu oyunda saygın bir yerde bulunmalıdırlar. Diğer bir deyişle, yolsuzlukla savaşımda önde gelen sivil toplum örgütlerinden olan Transparency International tarafından resmi görüş olarak ifade edildiği gibi, yolsuzlukla savaşım için toplumun bütün öğelerinin top yekûn çaba göstermelidirler, aksi takdirde başarıya ulaşma mümkün olamaz. | |||||||||||||||||||||||||
(*) Bu yazı o zamanlar Uluslarası Para Fonu Kamu Maliyesi Dairesinde Mali İktisatçı olarak çalışmakta olan sevgili arkadaşım Zühtü Yücelik ile birlikte hazırlanmış olup daha önce TBD Bilişim Dergisinde yayınlanmıştır. Başa Dön |