| |
BAŞ SAYFA
DÜŞÜNCE ODASI
MAVİPENCERE
GÖZLEMEVİ
ARKABAHÇE
IŞIKLIYOL
DÜNYA GÖRÜŞÜ Alıntılık Belgelik Yarenlik Okumalık Bakmalık Gezinmelik |
Her çalışma hem bedensel, hem de zihinsel öğeler içerir. Çalışmanın bedensel ya da zihinsel olarak nitelenmesini doğuran, bu çalışmalardaki zihinsel öğelerin oranıdır. Diğer bir deyişle zihinsel öğeler taşımayan bir çalışma düşünmek mümkün değildir. Bu yüzden bazı toplumcu aydınlar, zihinsel ve bedensel emek şeklindeki ayrımın yapay olduğunu, her tür insan emeğinin zihinsel emek sayılması gerektiğini savunmaktadırlar. Gerçekten böyle bir ayrım yapılması gerekli midir?
Bireysel açıdan bakıldığında, bir çalışmanın zihinsel mi, bedensel mi olduğunun belirlenmesi belki sadece entellektüel bir merak konusu olduğu halde, bu ayrımın çalışma hayatında çok derin yansımalar husule getirdiğini görmekteyiz. Örneğin, kol gücüne dayanan işlerde çalışanların mavi yakalı, kol gücünden ziyade zihinsel yeteneklerin kullanıldığı işlerde çalışanların ise beyaz yakalı olarak isimlendirilmeleri bu ayrımın bir yansımasıdır. Bu ayrımın bir başka yansıması da hem çalışma yerindeki hiyerarşide, hem de ücret ıskalasında, çoğu kez mavi yakalıların, beyaz yakalılardan daha aşağı yerlere yerleştirilmeleridir.Diğer taraftan, mavi yakalılarla beyaz yakalılar arasında öğrenim ve kültür düzeyi açısından da bir fark olduğu ileri sürülmektedir. Gerçekten böyle bir fark var mıdır, varsa bu farkı doğuran nedenler nelerdir, şu anda böyle bir fark olduğu doğru olsa bile durum zorunlu ve kaçınılmaz mıdır?
Başlangıçta mavi yakalılarla beyaz yakalılar arasında böyle bir farkın doğmuş olduğu anlaşılmaktadır. Bununla beraber, iletişimde yaşanan büyük atılımlara ek olarak bilişim teknolojilerinin yarattığı olanakların günümüzde bu farkı giderek azalttığını görmekteyiz. Hem aşağıdan yukarıya, hem de yukarıdan aşağıya bir hareket sonucunda husule gelen bu fark azalması çok da memnuniyet verici sayılmayabilir: Zira, televizyon başta olmak üzere kitle iletişim araçlarının etkisi ile “mavi yakalılar”, doğa, insanlar, yaşam vb hakkında daha geniş bilgiye sahip olmaya ve kültür düzeylerini yükseltmeye başlamış ise de, yine iletişim araçlarının yaygınlaşmasının etkisi ve biraz da piyasa ekonomisinin yönlendirmesi ile “beyaz yakalılar” ın ilgi ve bilgi alanlarında da popüler kültüre doğru büyük bir kayma ve bu kayma sonucu olarak kültür düzeyinde aşağı doğru bir hareket başladığını, hatta bir kültür yozlaşması yaşanmakta olduğunu görmekteyiz. Bu bakımdan, bugün her iki tabakadan (sınıftan?) yetişen aydınlara fikrî çalışmanın saf biçimleri olan bilimsel, felsefî, sanatsal ve kültürel çalışmaları sürdürmek ve yükseltmek yolunda daha büyük sorumluluk düşmektedir. (Özel bir toplantıda yapılmış olan bir konuşmadan)
(*)
“Arka Bahçe”de Maliye Bakanlığı, Sayıştay Başkanlığı, Türk Dil Kurumu gibi kamu kurumlarında veya Türkiye Bilişim Derneği, Türkiye Körler Vakfı gibi dernek, vakıf vb statüdeki özel kuruluşlarda üstlendiğim görevlerin olağan sorumluluk alanları dışındaki düşünsel çalışmalarımdan bazıları yer almaktadır. Necdet Kesmez
| ||
|