E -DEVLET BAĞLAMINDA E –DEMOKRASİ
-
,
B Ö L Ü M L E R
|
₪1 I - GÜNÜMÜZDE TEMSİLİ DEMOKRASİ VE İBT |
₪9 IV - ÜLKEMİZDE E-DEMOKRASİ YOLUNDAKİ GELİŞMELER VE BEKLENTİLER |
₪2II - E-DEMOKRASİNİN BAŞLICA KONULARI |
₪10 Genel
₪3 III - DÜNYADA E-DEMOKRASİ DENEYİMLERİ | ₪11 a - Siyasal Seçimler ve İBT |
₪4 a - Minnesota Deneyimi | ₪12 b - Seçim öncesi işleri |
₪5b - İngiltere Çevrim İçi Yurttaşlar Demokrasisi | ₪13 c - Seçim Günü işleri |
₪6 c - Malezya Net deneyimi | ₪14 Seçim Sonrası İşleri |
₪7 d -İsveç Deneyimi | ₪15 d - İyi yönetişim ve Saydamlık |
₪8 e - İngiltere’de e-seçim | ₪17V - SONUÇ | |
GÜNÜMÜZDE TEMSİLİ DEMOKRASİ VE İBT .▲
Bilişim ve iletişim teknolojilerindeki son yıllardaki dramatik gelişmeler siyasi yaşamda ve demokratik toplumların ve kurumların işleyişinde devrim kapılarını açıyor. İnternet gerek yurttaşlar arasındaki ve gerek , seçilmiş görevliler ile seçmenleri arasındaki iletişimi büyük bir değişime uğratmakta. Hükümetin yurttaşlara ve yerel yönetimlerin kenttaşlara erişiminde yeni yöntemlerin ortaya çıkışına tanık oluyoruz. İBT iki taraflı çalışan bir iletişim kanalı açmıştır. Bir taraftan seçilmiş görevliler seçmenlerine kendilerini, çalışmalarını, düşüncelerini anlatabilmekte, diğer taraftan da seçmenler temsilcilerineisteklerini, sorunlarını, özlemlerini aktarabilmektedirler.
Bilişim teknolojilerinin ve özellikle İnternet’in ticari yaşama getirdiği büyük yenilik ve kolaylıkların, kamusal alandaki bazı sorunlu veya sıkıntılı konulara da taşınabilirliğinin tartışılmasına yol açmaktadır. Gerek yasal düzenlemeleri ve gerek uygulamaları ülkeden ülkeye değişen ve fakat hemen her ülkede ancak “kötülerin en iyisi” olarak kabul gören bir kurum olan Demokrasi, Bilişim Teknolojilerinden ve İnternet’ten iyileştirme bekleyen alanların başında gelmektedir.
Varsayılır ki : belli aralıklarla yapılan yerel veya ulusal seçimlerde, halk, kendi görüş ve isteklerine uygun bir siyasal anlayışa sahip olduğuna inandığı adayları temsilci olarak seçer, temsilciler de siyasal kararları verirken bu inanca sadık bir biçimde hareket ederler. Görüldüğü gibi bu varsayım bir değil bir kaç alt varsayıma dayanmaktadır:
Halk, görüş ve isteklerini oluştururken kendisi için en iyi ve en doğru çözümleri bilebilir,
-
Yasal düzenlemeler, ortaya çıkan görüşler doğrultusunda halkın siyasi partiler ve/veya sivil toplum örgütleri çerçevesinde gruplaşmalarına imkan verir.
-
Halk, adaylardan hangisinin veya hangilerinin bu görüş ve isteklere uygun bir siyasî anlayışa sahip olduğunu kestirebilir.
-
Seçim Sistemi halkın görüşlerine uygun bir meclisin oluşmasına olanak verir.
-
Seçilen Temsilci bu görüş ve isteklerin siyasal süreç içinde verilecek kararlara en doğru biçimde nasıl yansıtılabileceğini bilir.
-
Değişen koşullar halkın görüş ve isteklerinde değişiklikler olmasına yol açsa bile Temsilci halkın görüş ve isteklerini doğru bir biçimde algılayabilir.
-
Temsilci, siyasal çalışmalarında sadakatle ve dürüstlükle bu görüş ve istekler doğrultusunda hareket eder.
Bu varsayımlar, bu resme siyasal partilerin içinde cereyan eden süreçleri de dahil ettiğimiz takdirde daha da çoğaltılabilir ise de bu kadarı konuyu açıklamaya yetebilir. Sıkıntı bu varsayımların gerçek dünyada doğrulanmamasından veya ancak kısmen doğrulanmasından doğmaktadır.
Örneğin bugün siyasi kadrolar ve mekanizmalar ile halk arasında kopukluk bulunduğunu gözlemlemekteyiz. Aynı görüşü paylaşan yurttaşların bir araya toplanmasında zorluklar yaşanmakta, siyasal partiler veya sivil toplum örgütleri gibi kurumlar aracılığı ile bu sorunun kısmen aşılabildiği hallerde de bu platformlarda oluşan görüş ve önerilerin temsilcilere doğru olarak ve vakitlice yansıtılması her zaman mümkün olamamaktadır. Diğer taraftan Siyasi partilere üyelikler de hem azalmakta, hem de gittikçe daha çok kişisel yararlara odaklanmakta olduğu görülmektedir.
Bu olumsuz durumun kökeninde toplumsal, ekonomik, kültürel pek çok etmen yatmakta olduğu muhakkaktır. Ancak iletişim eksikliğinin bütün bu etmenlerin hepsini kapsadığı ileri sürülmektedir. İletişim eksikliği, yurttaşlar arsında olduğu kadar, demokratik sistemin işleyişinde rol alan kamu kurum ve kuruluşları arasında da yaşanmaktadır. Bu bakımdan, bilişim ve iletişim teknolojilerinin bu olumsuzlukları gidermede büyük yararlar sağlaması beklenmektedir. Diğer bir deyişle İletişim ve Bilişim ve Teknolojileri (İBT) ve özellikle İnternet bu alandaki gelişmelerin umut kaynağı olmaktadır.
Bazı düşünürler ve siyasetçiler E-Demokrasi konusuna kuşku ile yaklaşmaktadırlar. Bunlara göre, e-Devlet olarak adlandırılan bir dizi yeni düzenlemenin demokrasinin gelişmesine katkısı, örneğin televizyonun katkısından pek fazla olmayacaktır. Oysa, e-devletin, demokrasiye etkisi bakımından yansız bir olgu olduğunu kabul etmek gerekmektedir. Yani e-devletin demokratik yaşama etkisini ülkenin siyasal yapısı ve İktidarı elinde bulunduran kişi, grup ve odakların niyetleri belirleyecektir. E-Devlet mekanizmaları ve araçları, demokrasinin genişletilmesi ve geliştirilmesi yönünde kullanılabileceği gibi, tamamen aksi bir amaca da hizmet edebilir.
Çünkü, e-Devlet, ülke yöneticilerine sağladığı büyük güçler sayesinde, olağanüstü yetkeci bir devlet yapısı kurulması riskini de taşımaktadır. Bu bakımdan, yurttaşların, siyaset bilimi kuramcılarının, bilişimcilerin ve tabii siyasetçilerin bilişim teknolojilerinin kamu yönetimine getirdiği ve getireceği kolaylıklar ve fırsatlar karşısında uyanık olmaları, bunların her iki yönde de kullanılabileceğini göz önünde alarak, bulundurmaları gerekmektedir.
E-DEMOKRASİNİN BAŞLICA KONULARI .▲
Yukarda temsili doğru demokrasilerde doğru işleyiş için gereken varsayımlardan söz edilmişti. Burada -
Parlamento başta olmak üzere siyasal yapı ve kamu yönetimi
-
Özel Sektör kurum ve kuruluşları
-
Basın ve yayın organları
-
Siyasal partiler ve sivil toplum örgütleri, menfaat grupları v.b biçiminde gruplaşmış halkın
etkileşimli olarak birbirleri ile ilişkileri söz konusudur
Diğer taraftan demokratik yaşam derinleşir zenginleşirken kişisel bilgilerin korunması (mahremiyet) konusunda tehditler meydana geliyor. Bu bakımdan bu yeni teknolojilerin siyasî yaşam ve demokrasiye etkileri üzerinde daha dikkatle durmamız gerekmektedir. Özellikle şu soruları cevaplamaya çalışmalıyız:-
Yeni teknolojiler yurttaşlar ile seçilmiş görevliler arasındaki diyalogun gelişmesine nasıl yardımcı olabilir?
-
Bilişim teknolojileri daha aktif ve katılımcı bir yurttaşlığa erişmeyi nasıl kolaylaştıracaktır.
-
Siyasi Partiler ve baskı grupları daha etkili olabilmek için kendilerini nasıl organize etmelidirler?.
-
Yeni teknolojilerin bu amaçlar doğrultusunda kullanılmasının başarılı örnekleri nelerdir?
-
İnternet ve e-postanın yarattığı fırsatlardan daha iyi nasıl yararlanabiliriz?
Aslında bu soruların her biri e-demokrasi açısından başlı başına incelenmesi gereken bir konuya işaret etmektedir. Bununla beraber, e-demokrasi bağlamında, bu soruları da göz önüne alarak
1. - Siyasal Seçimler.
2.
- İyi yönetişim ve saydamlık.
3.
- Katılımcılık.
konularının öncelikle incelenmesinin uygun olacağı düşünülmektedir. İBT ve temsilî demokrasi incelenirken Sayısal Yarılma (digital divide) konusunun da tartışılmasının gerektiği akla gelmekte ise de, bu sorunun Bilişim Şurası çerçevesinde ekonomi ve teknoloji ile ilgili konular arasında ve bütün boyutları ile derinlemesine ele alınmasının daha yararlı olacağı düşünülmektedir.
Aşağıda, e-demokrasi yolunda bazı ülkelerde yürütülmekte olan uygulamalara kısa bir bakıştan sonra bu üç konu üzerinde durulacaktır.
DÜNYADA E-DEMOKRASİ DENEYİMLERİ .▲
Temsili demokrasinin geliştirilmesi konusunda İBT’ den ve özellikle İnternet’ten yararlanılmasında öncülüğü sivil toplum kuruluşları yapmışlardır. Bu çalışmalar her ne kadar e-devlet kavramı içinde sayılamaz ise de, bugün e-devlet uygulamaları içinde temsili demokrasi ile ilgili konuların belirlenmesinde ve ele alınmasında sivil toplum kuruluşlarının bu bağlamdaki çalışmalarının önemi yadsınamaz. O bakımdan bu uygulamaların önemlilerine burada değinmek yararlı olacaktır:
Minnesota Deneyimi .▲
“Minnesota e-Demokrasi”adıyla anılan bu çalışma , bir yurttaş hareketidir ve gerek hükümetten gerek siyasî partilerden bağımsız olarak inanmış ve kendini bu amaca adamış bir grup insan tarafından 1994 te meydana getirilmiştir. Bilişim ağçatılarından yararlanarak Minnesota’da katılımcı demokrasiyi iyileştirmeyi ve özellikle yurttaşların seçimlere bilinçli katılımını yükseltmeyi amaçlayan bir sivil toplum faaliyetidir. Minnesota Bölge İletişim AğÇatısı (Minnesota Regional Network (MRNet)) sitemi ile İkiz kentler Özgür Ağçatısı (Twin Cities Free-Net ) bu faaliyeti desteklemekte olup, ABD İç Gelirler İdaresi tarafından da kâr amacı gütmeyen bir kurum olarak kabul edilmiş bulunmaktadır. Bu suretle gerçek ve tüzel kişilerin bu kuruluşa yaptığı bağışlar gelir vergisinden muaf olmaktadır.
Başlangıçta, Minnesota Eyaleti ile ilgili seçimlerde halkın katılımını artırmak, oy kullanımında bilinçli olunmasını sağlamak ve bu suretle temsili demokrasiye daha iyi bir işlerlik sağlamak amaçlanmış, daha sonra hareket eyalet çerçevesindeki faaliyetlerini çeşitlendirmekle kalmamış, federal (ulusal) politikalar konularına da el atmış bulunmaktadır.
Minnesota E-Demokrasi Hareketinin en yeni faaliyetlerinden birisi Capitol Topics başlığı altında açılmış olan Federal Devletle ilgili Konuların tartışılmasına ayrılmış olan e-posta listeleridir. Bu listeler milletvekilleri, senatörler, konu uzmanları, ilgi grupları ve ilgili yurttaşların seçilmiş önemli politika konuları hakkında görüş alış verişinde bulunmalarına olanak vermektedir. Eğitim, vergi reformu, seçimlerle ilgili finansman ve etik konuları, kişisel bilgilerin korunması (mahremiyet), ulaşım gibi konular bu günlerde bu listelerde tartışılmakta olan konuların başında gelmektedir.
Bu proje çerçevesinde Valilik ve senatörlük adayları e-posta aracılığı görüşlerini açıklamak ve birbirleriyle tartışmak imkanını elde ettiler. Daha sonra MN POLITICS adıyla bir e-Posta tartışma Forumu açıldı .
İngiltere Çevrim İçi Yurttaşlar Demokrasisi .▲
(United Kingdom Citizen Online Democracy: http://www.democracy.org.uk )
Yine gönüllü katılımcıların oluşturduğu bu hareketle 1997 İlkbahar seçimlerinden önce bağımsız, hiç bir siyasi partiyle ilişkisi olmayan bir çalışma başlatıldı. Avrupa Para Sistemi, bir kısım devlet hizmetlerinin İnternet’le verilmesi gibi spesifik konulardaki tartışmalara ev sahipliği yapıldı ve bütün seçim süresince bütün partilerin katılımına açık bir tartışma platformu yaratılmış bulunmaktadır. Buradan İnternet’le Konferans tekniği ile e-postayı kullanan bir arayüz ortaya çıktı. Aralık 1997’de Görüşünü Bildir ( Have Your Say) kampanyası ile katılımcılığın en iyi örneği oluşturulmuş oldu. Şubat 1998 ‘de Bilgiye Erişme Özgürlüğü Yasasının = (Freedom of Information Act) ön hazırlığı için yapılan beyaz kitap çalışmasında geri bildirim yoluyla bu kanal önemli ölçüde katkıda bulundu
Malezya Net deneyimi .▲
Bir e-posta listesi olarak başlayan ve Malezya Net adıyla anılan bu çalışma, İnternet kullanımının kısıtlı olduğu durumlarda dahi bir e-posta listesinin ne kadar kapsamlı bir etki yaratabileceğini göstermesi açısından ilginç bir deneyim olmuştur. Malezya’da halen iktidarda ve muhalefette olan siyasi liderlerle aynı kuşaktan olan ve Malezya’da yazılarının yayımlanma imkanı kalmayan, tanınmış ve sayılan sevilen bir yazar (Sang Kancil) , Sydney’de faaliyet gösteren Malezya asıllı bir kişinin sahip olduğu İnternet Servis Sağlayıcının ev-sahipliğinde, toplam 800 aboneli bir e_posta listesine görüşlerini düşüncelerini yazmaya başlar. Bu 800 e-Posta abonesi listede yer alan görüşleri, düşünceleri ülke içinde yayarlar. Bu bilgi paylaşımı o derece yaygınlaşır ve etkili olur ki çok geçmeden pek çok siyasetçi ve üst düzey bürokrat bu listedeki iddiaları karşılamak, durumlarını açıklamak zorunda kalırlar. Bu olay aynı zamanda İnternet’in sınırlar aşırı etkisine de güzel bir örnek oluşturmaktadır.
Bu gün pek çok ülkede pek çok forum açılmış, e-posta listeleri oluşturulmuş, web siteleri kurulmuştur. Çok geçmeden bu akım Devlet kademelerinde de yankılanmaya başlamıştır. Avustralya ve Yeni Zelanda bu alanda başı çeken devletler olmuş ise de İsveç’in konuya sistematik olarak yaklaştığını görmekteyiz. İngiltere’de, kamu oyu oluşturma, kamuyu bilgilendirme görevleri, , bütün devleti kurum ve kuruluşlarını kapsayan bir dışkapı =aracılığı yerine getirilmekteyken, geçtiğimiz günlerde Hükümet Mayıs 2002 de yapılacak yerel seçimlerde İBT den yararlanılmasına karar verildiğini ilan etmiş bulunmaktadır. Aşağıda bu iki çalışma hakkında kısa bilgiler verilecektir.
İsveç Deneyimi .▲
Bilindiği gibi e-demokrasinin olmazsa olmaz koşulu ülkede yaygın bir İnternet erişiminin sağlanmış olmasıdır. İsveç te “Yerel Yönetimler Demokrasi Araştırma Komitesi” nin 2000 yılı için verdiği istatistiklere göre , İsveç’te 16-64 yaş dilimindeki nüfusun %80 ‘i evde, işte veya Üniversiteler gibi kamusal ortamlarda, İnternet erişimine sahiptir.
E-demokrasiye geçiş için ikinci önemli koşul, gerek halkın ve gerek seçilmiş görevlilerin demokratik katılıma önem veren bir kültüre sahip olmalarıdır. Eylül 2000,Aralık 2000 ve Mart 2000 aylarında yapılan yoklamalardan bunlardan %22 ‘si belediyelerin Web sitelerine uğradıkları ortaya çıkmıştır. Diğer taraftan, belediyeler, şehir meclisleri ve bölge yönetimleri seçilmiş temsilcilerden veya bu amaç için atanmış görevlilerden oluşan gruplar oluşturmuşlar, pek çok politikacı da bireysel girişimleri ile halk ile karşı karşıya gelebilecekleri tartışma forumları açmışlardır. Bu forumlar bazen sanal ortamlar dışına taşarak kafelerde, kitaplıkların okuma salonlarında da toplanmakta, bazı kurullarda da önceden belirlenmiş zamanlarda halka açık soru oturumları düzenlenmektedir. Halkın yerel yönetimlere katılımını sağlayan ilginç bir yol da, herhangi bir yurttaşın yetkili kurula görüşülmek ve karara bağlanmak üzere bir önerge sunabilmesidir. Bununla beraber, temsilcilerle seçmenleri arasındaki görüş alış verişinde en önemli araç İBT ve daha açık deyişle İnternet ve e-posta olmaktadır. Burada söz konusu olan tartışma listeleri, Web siteleri yanında, seçmenler ile temsilcilerinin e-posta aracılığı ile doğrudan yazışmalarıdır.
Görüldüğü gibi, kültür düzeyi ve tarihsel etmenler İsveç’te politik konularda görüş alış verisi konusunda büyük ilerlemeler kat edilmesine olanak sağlamıştır. Ama ilerleme sadece görüş alış verişi ile sınırlı kalmamaktadır. Katılımcılık yasal düzenleme süreçleri içinde halkın rol alması ve anında tepki veya katkı vermesine kadar gitmektedir. Bazı yerel yönetimlerde Yasa veya diğer mevzuatın hazırlanması sırasında bir danışma dönemi belirlenmektedir ki bu dönem içinde, söz konusu düzenlemeyle hem ilgili olan kamu kurum ve kuruluşları, hem sivil toplum kuruluşları ve hem de bireyler danışma süreci içinde görüşlerini bildirmek hakkına sahip olmaktadırlar.
İngiltere’de e-seçim .▲
Bilindiği gibi 2000 yılında yapılan ABD Başkanlık seçimlerinde, oylama teknolojilerine yenilikler getirilmiş, -
Elle işaret edilen kağıt oy pusulaları,
-
Kollu oy verme makineleri,
-
Delikli kartlar,
-
Optik okuyucular
gibi çeşitli sistemler bir arada kullanılmıştı. Oy sayımı oldukça ihtilaflı geçmiş, nihaî sonucun alınmasında önemli gecikmeler yaşanmıştı. İngiltere’de, seçimlerde İBT’ den yararlanılmasına karar verilirken, ülke çapında geniş kapsamlı bir uygulama yerine, seçilecek bazı yerel yönetimlerde uygulanacak dar kapsamlı bir pilot çalışma öngörülmektedir. Bununla beraber, bu seçilen yerlerde yapılacak seçimlerde, seçmen kütüklerinin düzenlenmesi, oy verme işlemi ve oyların seçim sandıklarında ve bölgelerinde sayımı ve ilgili yerel yönetim çapında oy sayım sonuçlarının birleştirilmesi gibi seçim sürecinin bütün aşamalarını kapsayan bir uygulama söz konusudur.
Ulaştırma Bakanlığı 2002 seçimlerinde uygulanacak yeni yöntemlerle ilgili bir açıklama broşürü hazırlayarak yerel yönetim makamlarını yeni yöntemleri kullanmaya ve seçimlerde uygulamayı düşündükleri modelleri bildirmeye çağırmıştır. Bu broşürde amacın düzgün, etkin ve güvenli bir seçim yapılması ve özellikle, seçimlere katılım konusunda çağdaş yaşamın yarattığı çeşitli olumsuzlukların aşılmasını sağlayacak biçimde seçmenlerin oy kullanmalarını kolaylaştırarak katılımı yükseltilmesi olduğu ifade edilmektedir.
Seçimlerin modernleştirilmesi bağlamında, elektronik oylama, elektronik sayım, çevrim içi oylama gibi yöntemler tanımlanmaktadır. Buna göre -
e-sayım : seçmenlerin tercihlerini işaret ettikleri kağıt oy pusulalarının elektronik olarak okunması ve sayılması,
-
e-oylama: Geleneksel oy verme istasyonlarına gelen seçmenlerin tercihlerini, kağıt oy pusulası kullanmak yerine, elektronik olarak belirlemeleri,
-
Çevrim içi oylama: Seçmenlerin, oy verme istasyonlarında bulunan cihazlarda veya kamuya açık İnternet erişim merkezlerine oylarını doğrudan doğruya seçim sonuçları kütüğüne kaydettirmeleridir.
Bu yöntemler yanında telefon ve posta aracılığı ile oy kullanma da gerekli güvenlik önlemleri alınmak koşuluyla kullanılabilecek, yerel yönetimler bunlardan hangilerini kullanacaklarını kararlaştıracaklar ve tüm öneri paketini onaylanmak üzere Ulusal Seçim Kuruluna sunacaklardır.
Halen bu aşamalar geçilmiş olup Ulaştırma Bakanlığının, Başbakanlık Müsteşarlığının ve Ulusal Seçim Kurulunun yönlendirmesi ile Mayıs 2002 tarihinde yapılacak seçimlere hazırlanılmaktadır.
ÜLKEMİZDE E-DEMOKRASİ YOLUNDAKİ GELİŞMELER VE BEKLENTİLER .▲
Yukarda, e-devletin demokrasiye etkisinin ve/veya katkısının başlıca üç nokta açısından (yani siyasal seçimler, iyi yönetişim ve saydamlık, katılımcılık açısından) inceleneceğini ifade etmiştik. Genel olarak iletişim ve bilişim teknolojilerinin ve özel olarak e-devlet’ in bu alanlarda demokrasiye getirebileceği kolaylıklar ve faydalara değinmeden önce, e-devlete geçişin beraberinde e-demokrasiyi de getirmesinin kaçınılmaz olup olmadığı üzerinde durmak gerekmektedir.
Gerçekten, e-devlette, İBT nin getirdiği olanaklarla
-
Haberleşmenin iyileştirilmesi,
-
mükerrerliklerin kaldırılması,
-
İşlemlerin otomatikleştirilmesi sağlanacak;
-
Bilgilerin derlenmesi, saklanması, erişilmesi kolaylaşacak;
-
İş süreçleri yeniden düzenlenecek ve
-
Sonuç olarak verimlilik ve etkinlik düzeyi yükselecektir.
Ama bu gelişmelerin kendiliğinden saydamlığı ve katılımcılığı artıracağını, yurttaşların kamu kurum ve kuruluşlarının faaliyetleri ile ilgili denetimini güçlendireceğini, yani demokrasiyi geliştireceğini ileri sürmek mümkün değildir. Çünkü e-devlet, diğer pek çok araçlar gibi nesnel ve yansız bir kurumdur.
Demokratik ülkelerde halkın demokrasi ile ilgili özlemlerinin yaşama geçirilmesini kolaylaştırabilirken, totaliter rejimlerde yöneticilerin kontrolünü daha da sağlamlaştırabilir. Diğer bir deyişle, e-devlete geçiş, siyasi otoritenin baskı ve kontrol heveslerini gerçekleştirmesine yardımcı olacak olanakları yaratmak riskini de taşımaktadır. Bu bakımdan e-devlete geçiş için stratejiler ve planlar hazırlanırken, bu riskin önemle göz önünde bulundurulması, e-devletle ilgili düzenlemelere, özgürlükler ve temel haklarla ilgili güvencelerin de mutlaka dahil edilmesi gerekmektedir.
Siyasal Seçimler ve İBT .▲
Yukarda, İBT nin seçimlerde kullanımı konusunda Minnesota, İsveç ve İngiltere’deki uygulamalar açıklanmıştı. Buna göre İBT nin sağladığı olanaklardan siyasal seçimlerin üç ayrı aşamasında – seçim öncesinde, seçim gününde ve seçim sonrasında - yaralanabileceği anlaşılmaktadır.
Seçim öncesi işleri .▲
Seçim öncesinde, seçimlerin düzenle gerçekleşmesi açısından en önemli konu Seçmen Kütüklerinin Hazırlanmasıdır. Türkiye’nin bu hususta oldukça önemli bir mesafe kat etmiş olduğu görülmektedir. Gerçekten, Seçim kanunumuzda Seçmen Kütüğü “...seçmen olan vatandaşları tek olarak tanımlayan ve seçmenin oturduğu yeri belirleyen bilgileri kapsayan bilgisayar ortamı “ olarak tanımlanarak bu hususta bilişim teknolojilerinden yararlanılması gereği hükme bağlanmış olup,. bu hüküm ufak tefek aksaklıklar dışında başarı ile uygulanmış bulunmaktadır. Bu alanda beklenen gelişmeler şunlardır:
• MERNİS projesinin tam olarak yaşama geçirilmesi ile Seçmen kütüklerinin güvenliğinin artırılması,
• Seçmen Kütüklerinin muhtarlıklara asılan listeler aracılığı ile incelenmesi yanında İnternet ortamında da seçmenlerin inceleme ve denetimine açılması,
• İlgililerin bu kütüklere çevrim içi olarak erişerek sorgulama yapmalarının ve görülen eksiklik ve yanlışlıkları Seçmen Kütükleri Genel Müdürlüğüne iletebilmelerinin sağlanması.
Seçim Kanunumuzda, Seçim öncesi işleri arasında düzenlenen ikinci konu seçim propagandasıdır. Kanunun Üçüncü Bölüm, İkinci Kesiminde bulunan 49. maddesinde
Seçimlerde propaganda, bu kanun hükümleri dairesinde serbesttir. Propaganda, oy verme gününden önceki onuncu günün sabahında başlar ve oy verme gününden önceki günün saat 18.00'inde sona erer
Hükmü yer almakta, ayrıca zikredilen kesimde, radyo ve televizyonla propaganda, hoparlörle propaganda, el ilanları, duvar ilanları ve afişlerle propaganda düzenlenmektedir. İnternet konusunda Seçim Kanununda her hangi bir hüküm bulunmamaktadır. Buradan, Yasa Koyucunun İnternet aracılığı ile yapılacak propagandaları, düzenlemeye gerek bulunmayan serbest bir propaganda yöntemi saydığı anlaşılabilir. Nitekim, Kanun yazılı basına da yer vermemiş bulunmaktadır. Diğer bir deyişle, Seçim Kanunu sadece büyük kitleleri doğrudan etkileyecek propaganda yöntem ve araçları ile ilgili düzenlemeleri yapmış, diğer yöntem ve araçlarla ilgili düzenlemeleri genel hükümlere bırakmıştır.
Diğer ülke uygulamaları ile açıklamalardan, seçim öncesinde siyasi partilerin, ideolojileri, programları, planları, yöneticileri, daha önceki icraatları gibi konularda, seçmenin doğru, yansız ve kapsamlı bilgilere sahip olmasında İnternet’ ten ne kadar geniş bir şekilde yararlanılmakta olduğu görülmektedir. Ülkemizde de İnternet hızlı bir biçimde yaygınlaşmakta olduğundan, önümüzdeki seçimlerde İnternet’in öneminin artacağı kuvvetle tahmin edilmektedir. Bu bakımdan, diğer ülkelerdeki uygulamalara benzer bir biçimde, seçimlerden önce seçmenlerin siyasal partiler ve adaylar hakkında İnternet aracılığı ile gönüllü kuruluşlar tarafından serbest, yansız ve doğru olarak bilgilendirilmesini engelleyecek düzenlemeler yapmaktan kaçınılması gerekmektedir.
Seçim Günü işleri .▲
Seçim gününde yapılacak işler arasında, bilişim teknolojilerinin kullanılmasında bir yarar sağlayabilecek işler olarak Oy Verme ve Oyların Sayım ve Dökümü sayılabilir.
Oy vermede, yukarda da açıklandığı gibi bazı denemeler yapılmış ve yapılmakta ise de bu gün gelinen noktada teknolojinin güven ve doğruluk açısından gerekli koşulları tam olarak sağlayamadığını kabul etmek gerekmektedir. Bu konuda deneme uygulamaları yapılması suretiyle eksiklik ve aksaklıkların ortaya çıkarılarak teknolojinin ele alması gereken sorunların belirlenmesine yardımcı olabilir. Ayrıca bu gibi denemeler, ilerde teknoloji istenen düzeye geldiğinde yapılacak düzenlemeler konusunda da fikir verebilir.
Oyların sayım ve dökümünde ise durum biraz daha iyidir. Önce, oy pusulalarının optik okuyucular aracılığı ile döküm ve sayımı konusundaki sorunlar hemen tümüyle çözümlenmiş bulunmaktadır. Öyle ki, oy pusulaları optik okuyucuların okumasına uygun bir biçimde hazırlandığı taktirde, oyların sayım ve dökümünün bilgisayarla yapılmasında teknik açıdan bir sorun bulunmamaktadır. Ancak finansman ve kültür eksikliği önemli engeller olarak karşımıza çıkmaktadır. Diğer taraftan, el ile doldurulmuş olan oy pusulalarındaki oyların Sandık Kurullarınca, bilgisayar yardımıyla sayımı ve dökümü, yine bir miktar finansman ve bilgisayar bilgisi ve kültürü gerektirmekle beraber daha kolay uygulanabilecek bir yöntem olarak gözükmektedir. Bu yöntemle yapılan sayım ve dökümlerin ilçe seçim kurullarına iletilmesi ve bu kurullarda birleştirilmesi de kolaylaşacaktır.
Bu konunun üzerinde durulması gerektiğini düşünmekteyiz.
Seçim Sonrası İşleri ▲
Seçim Sonrasında yapılacak işlerin başında seçim sandıklarından gelen döküm cetvelleri ve tutanakların ilçe ve il seçim kurullarında birleştirilmesi ve Merkez Seçim Kuruluna iletilmesidir. Yukarda açıklandığı gibi bu hususta bilgisayar kullanılması büyük kolaylık ve çabukluk getirecektir. Esasen bu yolda başlamış olan uygulamalara genişlik kazandırılması gerekmektedir.
İyi yönetişim ve Saydamlık
Yukarda, e-devletin, demokrasiye etkisi bakımından yansız bir olgu olduğu, demokratik yaşama etkisini ülkenin siyasal yapısı ve İktidarı elinde bulunduran kişi, grup ve odakların niyetleri belirleyeceği, e-devlette ortaya çıkan mekanizmaların ve araçların, demokrasinin genişletilmesi ve geliştirilmesi yönünde kullanılabileceği gibi, tamamen aksi bir amaca da hizmet edebileceği belirtilmişti.
Demokrasi kültürü gelişmiş ülkelerde, E-devlete geçiş bir tehlike yaratmayacaktır. Çünkü, e-devlette öncelikle yönetimde saydamlığın artması sağlanacak, bunun sonucu olarak da bir taraftan, iyi yönetişimin, yani etkin, verimli, tutumlu ve hesap verme yükümlülüğü kurumlaşmış, dürüst bir yönetimin oluşması kolaylaşacak, diğer taraftan da yurttaşların yönetime katkı düzeyi yükselecektir.
Diğer bir deyişle, e-devletin, bir paranın yazı ve tura tarafları gibi, iki yüzü bulunmaktadır. Bir taraftan devleti oluşturan kurumların iç işlemlerinde ve kurumlar arası ilişkilerde ve iş ve karar süreçleri değişirken diğer taraftan yurttaşların bu iş ve işlemlerden daha iyi bilgi sahibi olmaları ve karar süreçlerine bir şekilde katılmaları sağlanacaktır.
Ülkemizde, e-devlete geçiş yolunda, pek çok sorun bulunmasına rağmen, belirli ve düzenli bir ilerleme kaydedilmekte olduğunu memnuniyetle görüyoruz. Kamu kurum ve kuruluşlarının kağıt ortamındaki yayınları yayında Web sitelerinde de günden güne gelişen bir yurttaşları bilgilendirme çabası süregelmektedir. Bu çabaların giderek daha büyük bir ivme kazanacağı umulmakla beraber aşağıdaki konulara dikkat edilmesi gerekmektedir:
1. Yurttaşların tek yönlü bilgilendirilmesi ile ilgili çalışmalar, vakit geçirilmeden, yurttaşların kendileri ile ilgili konularda başvurularını, önerilerini, şikayetlerini ve eleştirilerini iletebilecekleri etkileşimli bir ortama dönüştürmeye yöneltilmelidir.
2. Kamunun bilgilenme ihtiyacının tam olarak karşılanabilmesi için, kamu kurum ve kuruluşlarının çalışmaları ile ilgili sır kavramını çağdaş ölçüler içinde tanımlayacak yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
3. E-devlete içinde bireyler hakkındaki bilgilerin derlenmesi, saklanması, kullanılması ve açıklanması ile olarak kişisel verilerin korunması ile ilgili yasa başta olmak üzere temel hak ve özgürlükler çerçevesinde gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
Katılımcılık
Yurttaşların katılımcılığı temsili demokrasinin eksiklerini giderilecek ise de bunu e-devlete geçişle birlikte kendiliğinden ortaya çıkabileceği umulamaz. Zira, kamu kurum ve kuruluşlarının çalışmalarını halka açacak sistemleri kurmuş olmaları yetmez. Gerek bu kurumların yönetici ve çalışanlarında ve gerek kurumların sundukları hizmetlerden yararlanmakta olanlarda istek, ilgi, bilgi anlamında bir kültürün yaygınlaşmış olması gerekmektedir. Esasen bu kültür var olduğu taktirde, İBT olanakları olmadan da bir ölçüde katılımcılık sağlanabilir. Katılımcı demokrasinin en iyi örneklerinden birinin olduğu yaşanmakta İsveç’te, katılımcılığın devlet yönetiminde İBT olanaklarının uygulamaya konulmasından çok önce başlamış olduğu anlaşılmaktadır.
Ülkemizde bilişim kültürünün yaygınlaşması ile katılımcılık ruhunun da gelişeceği düşünülmektedir. Diğer taraftan katılımcılık araçlarının halka sunulması için bu ruhun gelişmesini beklemek yerine bugünden bu olanakların yaratılmaya başlanması uygun olacaktır. Diğer ülkelerdeki örneklere baktığımızda bu alanda başlangıç çalışmalarının yerel yönetimler ve parlamentolar yapıldığını görmekteyiz. Türkiye Büyük Millet Meclisindeki bilişim sistemleri böyle bir çalışmanın ilk aşamalarını kaldırabilecek güçtedir. Yerel yönetimlerin bazılarında da hem uzman kadrosu hem de donanım açısından yeterli bir birikim olduğu düşünülmektedir. Bu bakımdan -
Bu konuda ilk hareketin kamu kurum ve kuruluşları tarafından başlatılmasına karar verilmesi,
-
Kamu kurum ve kuruluşlarına gerekli kaynaklar sağlanması,
-
Bu kurum ve kuruluşlar için bir uygulama programı ve takvimi hazırlanması,
-
E-posta iletişimleri ve tartışma listeleri ile bir başlangıç yapıldıktan sonra belli konularda kamu oyu sorgulamalarına geçilmesi,
-
Gönüllü kuruluşların bu gibi faaliyetlere yönelmeleri için desteklenmesi,
yararlı olacaktır.
E-devlete geçiş, demokrasinin gelişmesi için gerekli bir çok olanakları yaratacak olmakla beraber, bu olanaklardan yararlanma ancak siyasal iradenin buna karar vermesi, bilişim kültürünün yaygınlaşması ve bir program çerçevesinde azim ve sebatla çalışılması ile mümkün olabilecektir. Ülkemizde, gerek seçimler, gerek iyi yönetişim ve saydamlık ve gerek katılımcılık konusunda önemli ilerlemeler sağlanacağına inanılmaktadır.
|
|