ARKA BAHÇE


                       BAŞ SAYFA DÜŞÜNCE ODASI  MAVİPENCERE   GÖZLEMEVİ   ARKABAHÇE   IŞIKLIYOL
                                    Alıntılık      Belgelik   Yarenlik   Okumalık ‎   Bakmalık   Gezinmelik
E -DEVLET BAĞLAMINDA
E –DEMOKRASİ
‎ ‎-
, ‎ ‎ ‎ ‎ ‎

B Ö L Ü M L E R

‎₪‎1 I - GÜNÜMÜZDE TEMSİLİ DEMOKRASİ VE İBT ‎ ‎₪‎9 IV - ÜLKEMİZDE E-DEMOKRASİ YOLUNDAKİ GELİŞMELER VE BEKLENTİLER ‎
‎‎‎₪2‎II - E-DEMOKRASİNİN BAŞLICA KONULARI ‎ ‎‎ ‎ ‎₪‎10 Genel ‎ ‎
‎₪3‎ III - DÜNYADA E-DEMOKRASİ DENEYİMLERİ ‎‎₪‎11 a - Siyasal Seçimler ve İBT ‎‎
‎‎‎₪4‎ a - Minnesota Deneyimi ‎‎‎‎₪12‎ b - Seçim öncesi işleri ‎‎
‎‎ ‎‎₪5‎b - İngiltere Çevrim İçi Yurttaşlar Demokrasisi ‎‎ ‎‎₪13‎ c - Seçim Günü işleri ‎
‎‎‎₪‎6 c - Malezya Net deneyimi ‎ ‎‎ ‎‎₪‎14 Seçim Sonrası İşleri‎
‎‎‎₪7‎ d -İsveç Deneyimi ‎ ‎‎‎‎₪15‎ d - İyi yönetişim ve Saydamlık‎
‎ ‎‎₪8 e - İngiltere’de e-seçim ‎‎₪17‎V - SONUÇ ‎

GÜNÜMÜZDE TEMSİLİ DEMOKRASİ VE İBT .‎▲‎

Bilişim ve iletişim teknolojilerindeki son yıllardaki dramatik gelişmeler siyasi yaşamda ‎ve demokratik toplumların ve kurumların işleyişinde devrim kapılarını açıyor. İnternet ‎gerek yurttaşlar arasındaki ve gerek , seçilmiş görevliler ile seçmenleri arasındaki ‎iletişimi büyük bir değişime uğratmakta. Hükümetin yurttaşlara ve yerel yönetimlerin ‎kenttaşlara erişiminde yeni yöntemlerin ortaya çıkışına tanık oluyoruz. İBT iki taraflı ‎çalışan bir iletişim kanalı açmıştır. Bir taraftan seçilmiş görevliler ‎seçmenlerine kendilerini, çalışmalarını, düşüncelerini anlatabilmekte, diğer ‎taraftan da seçmenler temsilcilerineisteklerini, sorunlarını, özlemlerini ‎aktarabilmektedirler.
‎ Bilişim teknolojilerinin ve özellikle İnternet’in ticari yaşama getirdiği büyük yenilik ve ‎kolaylıkların, kamusal alandaki bazı sorunlu veya sıkıntılı konulara da taşınabilirliğinin ‎tartışılmasına yol açmaktadır. Gerek yasal düzenlemeleri ve gerek uygulamaları ‎ülkeden ülkeye değişen ve fakat hemen her ülkede ancak ‎‎“kötülerin en iyisi” olarak kabul gören bir kurum olan Demokrasi, ‎Bilişim Teknolojilerinden ve İnternet’ten iyileştirme bekleyen alanların başında ‎gelmektedir.
‎ ‎Varsayılır ki : belli aralıklarla yapılan yerel veya ulusal seçimlerde, halk, kendi ‎görüş ve isteklerine uygun bir siyasal anlayışa sahip olduğuna inandığı adayları ‎temsilci olarak seçer, temsilciler de siyasal kararları verirken bu inanca sadık bir ‎biçimde hareket ederler. Görüldüğü gibi bu varsayım bir değil bir kaç alt varsayıma ‎dayanmaktadır:
  • ‎ Halk, görüş ve isteklerini oluştururken kendisi için en iyi ve en doğru çözümleri ‎bilebilir,‎ ‎
    1. ‎ Yasal düzenlemeler, ortaya çıkan görüşler doğrultusunda halkın siyasi partiler ‎ve/veya sivil toplum örgütleri çerçevesinde gruplaşmalarına imkan verir.
    2. ‎ Halk, adaylardan hangisinin veya hangilerinin bu görüş ve isteklere uygun bir siyasî ‎anlayışa sahip olduğunu kestirebilir.
    3. ‎ Seçim Sistemi halkın görüşlerine uygun bir meclisin oluşmasına olanak verir.
    4. ‎ Seçilen Temsilci bu görüş ve isteklerin siyasal süreç içinde verilecek kararlara en ‎doğru biçimde nasıl yansıtılabileceğini bilir.
    5. ‎ Değişen koşullar halkın görüş ve isteklerinde değişiklikler olmasına yol açsa bile ‎Temsilci halkın görüş ve isteklerini doğru bir biçimde algılayabilir.
    6. ‎ Temsilci, siyasal çalışmalarında sadakatle ve dürüstlükle bu görüş ve istekler ‎doğrultusunda hareket eder.
    ‎ Bu varsayımlar, bu resme siyasal partilerin içinde cereyan eden süreçleri de dahil ‎ettiğimiz takdirde daha da çoğaltılabilir ise de bu kadarı konuyu açıklamaya yetebilir. ‎Sıkıntı bu varsayımların gerçek dünyada doğrulanmamasından veya ancak kısmen ‎doğrulanmasından doğmaktadır.
    ‎ Örneğin bugün siyasi kadrolar ve mekanizmalar ile halk arasında kopukluk bulunduğunu ‎gözlemlemekteyiz. Aynı görüşü paylaşan yurttaşların bir araya toplanmasında ‎zorluklar yaşanmakta, siyasal partiler veya sivil toplum örgütleri gibi kurumlar ‎aracılığı ile bu sorunun kısmen aşılabildiği hallerde de bu platformlarda oluşan görüş ‎ve önerilerin temsilcilere doğru olarak ve vakitlice yansıtılması her zaman mümkün ‎olamamaktadır. Diğer taraftan Siyasi partilere üyelikler de hem azalmakta, hem de ‎gittikçe daha çok kişisel yararlara odaklanmakta olduğu görülmektedir.
    ‎ Bu olumsuz durumun kökeninde toplumsal, ekonomik, kültürel pek çok etmen yatmakta ‎olduğu muhakkaktır. Ancak iletişim eksikliğinin bütün bu etmenlerin hepsini kapsadığı ‎ileri sürülmektedir. İletişim eksikliği, yurttaşlar arsında olduğu kadar, demokratik ‎sistemin işleyişinde rol alan kamu kurum ve kuruluşları arasında da yaşanmaktadır. Bu ‎bakımdan, bilişim ve iletişim teknolojilerinin bu olumsuzlukları gidermede büyük ‎yararlar sağlaması beklenmektedir. Diğer bir deyişle İletişim ve Bilişim ve ‎Teknolojileri (İBT) ve özellikle İnternet bu alandaki gelişmelerin umut kaynağı ‎olmaktadır.
    ‎ Bazı düşünürler ve siyasetçiler E-Demokrasi konusuna kuşku ile yaklaşmaktadırlar. ‎Bunlara göre, e-Devlet olarak adlandırılan bir dizi yeni düzenlemenin demokrasinin ‎gelişmesine katkısı, örneğin televizyonun katkısından pek fazla olmayacaktır. Oysa, e-‎devletin, demokrasiye etkisi bakımından yansız bir olgu olduğunu kabul etmek ‎gerekmektedir. Yani e-devletin demokratik yaşama etkisini ülkenin siyasal yapısı ve ‎İktidarı elinde bulunduran kişi, grup ve odakların niyetleri belirleyecektir. E-Devlet ‎mekanizmaları ve araçları, demokrasinin genişletilmesi ve geliştirilmesi yönünde ‎kullanılabileceği gibi, tamamen aksi bir amaca da hizmet edebilir.
    ‎ Çünkü, e-Devlet, ülke yöneticilerine sağladığı büyük güçler sayesinde, olağanüstü ‎yetkeci bir devlet yapısı kurulması riskini de taşımaktadır. Bu bakımdan, yurttaşların, ‎siyaset bilimi kuramcılarının, bilişimcilerin ve tabii siyasetçilerin bilişim teknolojilerinin ‎kamu yönetimine getirdiği ve getireceği kolaylıklar ve fırsatlar karşısında uyanık ‎olmaları, bunların her iki yönde de kullanılabileceğini göz önünde alarak, ‎bulundurmaları gerekmektedir.
    ‎ ‎

    E-DEMOKRASİNİN BAŞLICA KONULARI .‎▲‎

    Yukarda temsili doğru demokrasilerde doğru işleyiş için gereken varsayımlardan söz ‎edilmişti. Burada
    • ‎ Parlamento başta olmak üzere siyasal yapı ve kamu yönetimi
    • ‎ Özel Sektör kurum ve kuruluşları
    • ‎ Basın ve yayın organları
    • ‎ Siyasal partiler ve sivil toplum örgütleri, menfaat grupları v.b biçiminde gruplaşmış ‎halkın
    ‎ etkileşimli olarak birbirleri ile ilişkileri söz konusudur
    ‎ Diğer taraftan demokratik yaşam derinleşir zenginleşirken kişisel bilgilerin ‎korunması (mahremiyet) konusunda tehditler meydana geliyor. Bu bakımdan bu ‎yeni teknolojilerin siyasî yaşam ve demokrasiye etkileri üzerinde daha dikkatle ‎durmamız gerekmektedir. Özellikle şu soruları cevaplamaya çalışmalıyız:
    • ‎ Yeni teknolojiler yurttaşlar ile seçilmiş görevliler arasındaki diyalogun gelişmesine ‎nasıl yardımcı olabilir?
    • ‎ Bilişim teknolojileri daha aktif ve katılımcı bir yurttaşlığa erişmeyi nasıl ‎kolaylaştıracaktır.
    • ‎ Siyasi Partiler ve baskı grupları daha etkili olabilmek için kendilerini nasıl organize ‎etmelidirler?.
    • ‎ Yeni teknolojilerin bu amaçlar doğrultusunda kullanılmasının başarılı örnekleri ‎nelerdir?
    • ‎ ‎ İnternet ve e-postanın yarattığı fırsatlardan daha iyi nasıl yararlanabiliriz?
    ‎ Aslında bu soruların her biri e-demokrasi açısından başlı başına incelenmesi gereken ‎bir konuya işaret etmektedir. Bununla beraber, e-demokrasi bağlamında, bu soruları ‎da göz önüne alarak ‎ ‎1.‎ ‎
  • Siyasal Seçimler.‎ ‎2.‎ ‎
  • İyi yönetişim ve saydamlık.‎ ‎3.‎ ‎
  • Katılımcılık.‎ konularının öncelikle incelenmesinin uygun olacağı düşünülmektedir. İBT ve temsilî ‎demokrasi incelenirken Sayısal Yarılma (digital divide) konusunun ‎da tartışılmasının gerektiği akla gelmekte ise de, bu sorunun Bilişim Şurası ‎‎çerçevesinde ekonomi ve teknoloji ile ilgili konular arasında ve bütün boyutları ile ‎derinlemesine ele alınmasının daha yararlı olacağı düşünülmektedir.
    ‎ Aşağıda, e-demokrasi yolunda bazı ülkelerde yürütülmekte olan uygulamalara kısa bir ‎bakıştan sonra bu üç konu üzerinde durulacaktır.
    ‎ ‎

    DÜNYADA E-DEMOKRASİ DENEYİMLERİ .‎▲‎

    Temsili demokrasinin geliştirilmesi konusunda İBT’ den ve özellikle ‎İnternet’ten yararlanılmasında öncülüğü sivil toplum kuruluşları yapmışlardır. Bu ‎çalışmalar her ne kadar e-devlet kavramı içinde sayılamaz ise de, bugün e-devlet ‎uygulamaları içinde temsili demokrasi ile ilgili konuların belirlenmesinde ve ele ‎alınmasında sivil toplum kuruluşlarının bu bağlamdaki çalışmalarının önemi ‎yadsınamaz. O bakımdan bu uygulamaların önemlilerine burada değinmek yararlı ‎olacaktır:
    ‎ ‎

    Minnesota Deneyimi .‎▲‎

    “Minnesota e-Demokrasi”adıyla anılan bu çalışma , bir yurttaş hareketidir ‎ve gerek hükümetten gerek siyasî partilerden bağımsız olarak inanmış ve kendini bu ‎amaca adamış bir grup insan tarafından 1994 te meydana getirilmiştir. ‎Bilişim ağçatılarından yararlanarak Minnesota’da katılımcı demokrasiyi iyileştirmeyi ve özellikle yurttaşların ‎seçimlere bilinçli katılımını yükseltmeyi amaçlayan bir sivil toplum faaliyetidir. Minnesota Bölge İletişim AğÇatısı (Minnesota Regional Network ‎‎(MRNet)) sitemi ile İkiz kentler Özgür Ağçatısı (Twin Cities Free-Net ‎‎) bu faaliyeti desteklemekte olup, ABD İç Gelirler İdaresi ‎tarafından da kâr amacı gütmeyen bir kurum olarak kabul edilmiş bulunmaktadır. Bu ‎suretle gerçek ve tüzel kişilerin bu kuruluşa yaptığı bağışlar gelir vergisinden muaf ‎olmaktadır.
    ‎ Başlangıçta, Minnesota Eyaleti ile ilgili seçimlerde halkın katılımını artırmak, oy ‎kullanımında bilinçli olunmasını sağlamak ve bu suretle temsili demokrasiye daha iyi bir ‎işlerlik sağlamak amaçlanmış, daha sonra hareket eyalet çerçevesindeki faaliyetlerini ‎çeşitlendirmekle kalmamış, federal (ulusal) politikalar konularına da el atmış ‎bulunmaktadır.
    ‎ ‎Minnesota E-Demokrasi Hareketinin en yeni faaliyetlerinden birisi Capitol Topics başlığı altında açılmış olan Federal Devletle ilgili Konuların ‎tartışılmasına ayrılmış olan e-posta listeleridir. Bu listeler milletvekilleri, senatörler, ‎konu uzmanları, ilgi grupları ve ilgili yurttaşların seçilmiş önemli politika konuları ‎hakkında görüş alış verişinde bulunmalarına olanak vermektedir. Eğitim, vergi ‎reformu, seçimlerle ilgili finansman ve etik konuları, kişisel bilgilerin korunması ‎‎(mahremiyet), ulaşım gibi konular bu günlerde bu listelerde tartışılmakta olan ‎konuların başında gelmektedir.
    ‎ Bu proje çerçevesinde Valilik ve senatörlük adayları e-posta aracılığı görüşlerini ‎açıklamak ve birbirleriyle tartışmak imkanını elde ettiler. Daha sonra MN POLITICS ‎adıyla bir e-Posta tartışma Forumu açıldı .
    ‎ ‎

    İngiltere Çevrim İçi Yurttaşlar Demokrasisi .‎▲‎

    (United Kingdom Citizen Online Democracy: http://www.democracy.org.uk )‎ ‎
    ‎ Yine gönüllü katılımcıların oluşturduğu bu hareketle 1997 İlkbahar ‎seçimlerinden önce bağımsız, hiç bir siyasi partiyle ilişkisi olmayan bir çalışma ‎başlatıldı. Avrupa Para Sistemi, bir kısım devlet hizmetlerinin İnternet’le ‎verilmesi gibi spesifik konulardaki tartışmalara ev sahipliği yapıldı ve bütün seçim ‎süresince bütün partilerin katılımına açık bir tartışma platformu ‎‎yaratılmış bulunmaktadır. Buradan İnternet’le Konferans tekniği ile e-postayı ‎kullanan bir arayüz ortaya çıktı. Aralık 1997’de Görüşünü ‎Bildir ( Have Your Say) kampanyası ile katılımcılığın en iyi örneği ‎oluşturulmuş oldu. Şubat 1998 ‘de Bilgiye Erişme Özgürlüğü ‎Yasasının = (Freedom of Information Act) ön ‎hazırlığı için yapılan beyaz kitap çalışmasında geri bildirim yoluyla bu kanal önemli ‎ölçüde katkıda bulundu
    ‎ ‎

    Malezya Net deneyimi .‎▲‎

    Bir e-posta listesi olarak başlayan ve Malezya Net adıyla anılan bu ‎çalışma, İnternet kullanımının kısıtlı olduğu durumlarda dahi bir e-posta listesinin ne ‎kadar kapsamlı bir etki yaratabileceğini göstermesi açısından ilginç bir deneyim ‎olmuştur. Malezya’da halen iktidarda ve muhalefette olan siyasi liderlerle aynı ‎kuşaktan olan ve Malezya’da yazılarının yayımlanma imkanı kalmayan, tanınmış ve ‎sayılan sevilen bir yazar (Sang Kancil) , Sydney’de faaliyet ‎gösteren Malezya asıllı bir kişinin sahip olduğu İnternet Servis ‎Sağlayıcının ev-sahipliğinde, toplam 800 aboneli bir e_posta listesine görüşlerini ‎düşüncelerini yazmaya başlar. Bu 800 e-Posta abonesi listede yer alan görüşleri, ‎düşünceleri ülke içinde yayarlar. Bu bilgi paylaşımı o derece yaygınlaşır ve etkili olur ki ‎çok geçmeden pek çok siyasetçi ve üst düzey bürokrat bu listedeki iddiaları ‎karşılamak, durumlarını açıklamak zorunda kalırlar. Bu olay aynı zamanda İnternet’in ‎sınırlar aşırı etkisine de güzel bir örnek oluşturmaktadır.
    ‎ Bu gün pek çok ülkede pek çok forum açılmış, e-posta listeleri oluşturulmuş, web ‎siteleri kurulmuştur. Çok geçmeden bu akım Devlet kademelerinde de yankılanmaya ‎başlamıştır. Avustralya ve Yeni Zelanda bu alanda başı ‎çeken devletler olmuş ise de İsveç’in konuya sistematik olarak yaklaştığını ‎görmekteyiz. İngiltere’de, kamu oyu oluşturma, kamuyu bilgilendirme ‎görevleri, , bütün devleti kurum ve kuruluşlarını kapsayan bir dışkapı =aracılığı yerine getirilmekteyken, geçtiğimiz günlerde Hükümet ‎Mayıs 2002 de yapılacak yerel seçimlerde İBT den yararlanılmasına ‎karar verildiğini ilan etmiş bulunmaktadır. Aşağıda bu iki çalışma hakkında kısa ‎bilgiler verilecektir.
    ‎ ‎

    İsveç Deneyimi .‎▲‎

    Bilindiği gibi e-demokrasinin olmazsa olmaz koşulu ülkede yaygın bir İnternet ‎erişiminin sağlanmış olmasıdır. İsveç te “Yerel Yönetimler ‎Demokrasi Araştırma Komitesi” nin 2000 yılı için verdiği ‎istatistiklere göre , İsveç’te 16-64 yaş dilimindeki nüfusun %80 ‘i evde, işte veya ‎Üniversiteler gibi kamusal ortamlarda, İnternet erişimine sahiptir.
    ‎ E-demokrasiye geçiş için ikinci önemli koşul, gerek halkın ve gerek seçilmiş görevlilerin demokratik katılıma önem ‎veren bir kültüre sahip olmalarıdır. Eylül 2000,Aralık 2000 ve ‎Mart 2000 aylarında yapılan yoklamalardan bunlardan %22 ‘si belediyelerin Web ‎sitelerine uğradıkları ortaya çıkmıştır. Diğer taraftan, belediyeler, şehir meclisleri ve ‎bölge yönetimleri seçilmiş temsilcilerden veya bu amaç için atanmış görevlilerden ‎oluşan gruplar oluşturmuşlar, pek çok politikacı da bireysel girişimleri ile halk ile karşı ‎karşıya gelebilecekleri tartışma forumları açmışlardır. Bu forumlar bazen sanal ‎ortamlar dışına taşarak kafelerde, kitaplıkların okuma salonlarında da toplanmakta, ‎bazı kurullarda da önceden belirlenmiş zamanlarda halka açık soru oturumları ‎düzenlenmektedir. Halkın yerel yönetimlere katılımını sağlayan ilginç bir yol da, ‎herhangi bir yurttaşın yetkili kurula görüşülmek ve karara bağlanmak üzere bir ‎önerge sunabilmesidir. Bununla beraber, temsilcilerle seçmenleri arasındaki görüş alış ‎verişinde en önemli araç İBT ve daha açık deyişle İnternet ve e-posta olmaktadır. ‎Burada söz konusu olan tartışma listeleri, Web siteleri yanında, seçmenler ile ‎temsilcilerinin e-posta aracılığı ile doğrudan yazışmalarıdır.
    ‎ Görüldüğü gibi, kültür düzeyi ve tarihsel etmenler İsveç’te politik ‎konularda görüş alış verisi konusunda büyük ilerlemeler kat edilmesine olanak ‎sağlamıştır. Ama ilerleme sadece görüş alış verişi ile sınırlı kalmamaktadır. Katılımcılık ‎yasal düzenleme süreçleri içinde halkın rol alması ve anında tepki veya katkı ‎vermesine kadar gitmektedir. Bazı yerel yönetimlerde Yasa veya diğer mevzuatın ‎hazırlanması sırasında bir danışma dönemi belirlenmektedir ki bu dönem içinde, söz ‎konusu düzenlemeyle hem ilgili olan kamu kurum ve kuruluşları, hem sivil toplum ‎kuruluşları ve hem de bireyler danışma süreci içinde görüşlerini bildirmek hakkına ‎sahip olmaktadırlar.‎ ‎

    İngiltere’de e-seçim .‎▲‎

    Bilindiği gibi 2000 yılında yapılan ABD Başkanlık seçimlerinde, oylama teknolojilerine ‎yenilikler getirilmiş,
    • ‎ Elle işaret edilen kağıt oy pusulaları,
    • ‎ Kollu oy verme makineleri,
    • ‎ Delikli kartlar,
    • ‎ Optik okuyucular
    ‎ gibi çeşitli sistemler bir arada kullanılmıştı. Oy sayımı oldukça ihtilaflı geçmiş, nihaî ‎sonucun alınmasında önemli gecikmeler yaşanmıştı. İngiltere’de, seçimlerde İBT’ den ‎yararlanılmasına karar verilirken, ülke çapında geniş kapsamlı bir uygulama yerine, ‎seçilecek bazı yerel yönetimlerde uygulanacak dar kapsamlı bir pilot çalışma ‎öngörülmektedir. Bununla beraber, bu seçilen yerlerde yapılacak seçimlerde, seçmen ‎kütüklerinin düzenlenmesi, oy verme işlemi ve oyların seçim sandıklarında ve ‎bölgelerinde sayımı ve ilgili yerel yönetim çapında oy sayım sonuçlarının birleştirilmesi ‎gibi seçim sürecinin bütün aşamalarını kapsayan bir uygulama söz konusudur.
    ‎ Ulaştırma Bakanlığı 2002 seçimlerinde uygulanacak yeni yöntemlerle ilgili ‎bir açıklama broşürü hazırlayarak yerel yönetim makamlarını yeni yöntemleri ‎kullanmaya ve seçimlerde uygulamayı düşündükleri modelleri bildirmeye çağırmıştır. ‎Bu broşürde amacın düzgün, etkin ve güvenli bir seçim yapılması ve özellikle, ‎seçimlere katılım konusunda çağdaş yaşamın yarattığı çeşitli olumsuzlukların aşılmasını ‎sağlayacak biçimde seçmenlerin oy kullanmalarını kolaylaştırarak katılımı yükseltilmesi ‎olduğu ifade edilmektedir.
    ‎ Seçimlerin modernleştirilmesi bağlamında, elektronik oylama, elektronik sayım, ‎çevrim içi oylama gibi yöntemler tanımlanmaktadır. Buna göre
    • ‎ ‎e-sayım : seçmenlerin tercihlerini işaret ettikleri kağıt oy pusulalarının ‎elektronik olarak okunması ve sayılması,
    • ‎ ‎e-oylama: Geleneksel oy verme istasyonlarına gelen seçmenlerin tercihlerini, ‎kağıt oy pusulası kullanmak yerine, elektronik olarak belirlemeleri,
    • ‎ ‎Çevrim içi oylama: Seçmenlerin, oy verme istasyonlarında bulunan cihazlarda ‎veya kamuya açık İnternet erişim merkezlerine oylarını doğrudan doğruya ‎seçim sonuçları kütüğüne kaydettirmeleridir.
    ‎ Bu yöntemler yanında telefon ve posta aracılığı ile oy kullanma da gerekli ‎güvenlik önlemleri alınmak koşuluyla kullanılabilecek, yerel yönetimler bunlardan ‎hangilerini kullanacaklarını kararlaştıracaklar ve tüm öneri paketini onaylanmak ‎üzere Ulusal Seçim Kuruluna sunacaklardır.
    ‎ Halen bu aşamalar geçilmiş olup Ulaştırma Bakanlığının, Başbakanlık Müsteşarlığının ve ‎Ulusal Seçim Kurulunun yönlendirmesi ile Mayıs 2002 tarihinde yapılacak seçimlere ‎hazırlanılmaktadır.
    ‎ ‎

    ÜLKEMİZDE E-DEMOKRASİ YOLUNDAKİ GELİŞMELER VE ‎BEKLENTİLER .‎▲‎

    Genel .‎▲‎

    Yukarda, e-devletin demokrasiye etkisinin ve/veya katkısının başlıca üç nokta ‎açısından (yani siyasal seçimler, iyi yönetişim ve saydamlık, katılımcılık açısından) ‎inceleneceğini ifade etmiştik. Genel olarak iletişim ve bilişim teknolojilerinin ve özel ‎olarak e-devlet’ in bu alanlarda demokrasiye getirebileceği kolaylıklar ve faydalara ‎değinmeden önce, e-devlete geçişin beraberinde e-demokrasiyi de getirmesinin ‎kaçınılmaz olup olmadığı üzerinde durmak gerekmektedir.
    ‎ Gerçekten, e-devlette, İBT nin getirdiği olanaklarla ‎ ‎
    • ‎ Haberleşmenin iyileştirilmesi,
    • ‎ ‎ mükerrerliklerin kaldırılması,
    • ‎ İşlemlerin otomatikleştirilmesi sağlanacak;
    • ‎ Bilgilerin derlenmesi, saklanması, erişilmesi kolaylaşacak;
    • ‎ İş süreçleri yeniden düzenlenecek ve
    • ‎ Sonuç olarak verimlilik ve etkinlik düzeyi yükselecektir.
    ‎ Ama bu gelişmelerin kendiliğinden saydamlığı ve katılımcılığı artıracağını, ‎yurttaşların kamu kurum ve kuruluşlarının faaliyetleri ile ilgili denetimini ‎güçlendireceğini, yani demokrasiyi geliştireceğini ileri sürmek mümkün değildir. Çünkü ‎e-devlet, diğer pek çok araçlar gibi nesnel ve yansız bir kurumdur.
    ‎ ‎ Demokratik ülkelerde halkın demokrasi ile ilgili özlemlerinin ‎yaşama geçirilmesini kolaylaştırabilirken, totaliter rejimlerde yöneticilerin kontrolünü ‎daha da sağlamlaştırabilir. Diğer bir deyişle, e-devlete geçiş, siyasi otoritenin ‎baskı ve kontrol heveslerini gerçekleştirmesine yardımcı olacak olanakları yaratmak ‎riskini de taşımaktadır. Bu bakımdan e-devlete geçiş için stratejiler ve planlar ‎hazırlanırken, bu riskin önemle göz önünde bulundurulması, e-devletle ilgili ‎düzenlemelere, özgürlükler ve temel haklarla ilgili güvencelerin de mutlaka dahil ‎edilmesi gerekmektedir.
    ‎ ‎

    Siyasal Seçimler ve İBT .‎▲‎

    Yukarda, İBT nin seçimlerde kullanımı konusunda Minnesota, İsveç ve İngiltere’deki ‎uygulamalar açıklanmıştı. Buna göre İBT nin sağladığı olanaklardan siyasal seçimlerin ‎üç ayrı aşamasında – seçim öncesinde, seçim gününde ve seçim sonrasında - ‎yaralanabileceği anlaşılmaktadır.
    ‎ ‎

    Seçim öncesi işleri .‎▲‎

    Seçim öncesinde, seçimlerin düzenle gerçekleşmesi açısından en önemli konu Seçmen ‎Kütüklerinin Hazırlanmasıdır. Türkiye’nin bu hususta oldukça önemli bir mesafe kat ‎etmiş olduğu görülmektedir. Gerçekten, Seçim kanunumuzda ‎ Seçmen Kütüğü ‎‎“...seçmen olan vatandaşları tek olarak tanımlayan ve seçmenin oturduğu yeri ‎belirleyen bilgileri kapsayan bilgisayar ortamı “ olarak tanımlanarak bu hususta bilişim ‎teknolojilerinden yararlanılması gereği hükme bağlanmış olup,. bu hüküm ufak tefek ‎aksaklıklar dışında başarı ile uygulanmış bulunmaktadır. Bu alanda beklenen ‎gelişmeler şunlardır:
    ‎ • MERNİS projesinin tam olarak yaşama geçirilmesi ile Seçmen kütüklerinin ‎güvenliğinin artırılması,
    ‎ • ‎ Seçmen Kütüklerinin muhtarlıklara asılan listeler aracılığı ile incelenmesi ‎yanında İnternet ortamında da seçmenlerin inceleme ve denetimine ‎açılması,
    ‎ • İlgililerin bu kütüklere çevrim içi olarak erişerek sorgulama yapmalarının ve ‎görülen eksiklik ve yanlışlıkları Seçmen Kütükleri Genel Müdürlüğüne ‎iletebilmelerinin sağlanması.
    ‎ Seçim Kanunumuzda, Seçim öncesi işleri arasında düzenlenen ikinci konu seçim ‎propagandasıdır. Kanunun Üçüncü Bölüm, İkinci Kesiminde bulunan 49. maddesinde ‎‎
    ‎ Seçimlerde propaganda, bu kanun hükümleri dairesinde serbesttir. Propaganda, ‎oy verme gününden önceki onuncu günün sabahında başlar ve oy verme ‎gününden önceki günün saat 18.00'inde sona erer
    ‎ Hükmü yer almakta, ayrıca zikredilen kesimde, radyo ve televizyonla propaganda, ‎hoparlörle propaganda, el ilanları, duvar ilanları ve afişlerle propaganda ‎düzenlenmektedir. İnternet konusunda Seçim Kanununda her hangi bir hüküm ‎bulunmamaktadır. Buradan, Yasa Koyucunun İnternet aracılığı ile yapılacak ‎propagandaları, düzenlemeye gerek bulunmayan serbest bir propaganda yöntemi ‎saydığı anlaşılabilir. Nitekim, Kanun yazılı basına da yer vermemiş bulunmaktadır. ‎Diğer bir deyişle, Seçim Kanunu sadece büyük kitleleri doğrudan etkileyecek ‎propaganda yöntem ve araçları ile ilgili düzenlemeleri yapmış, diğer yöntem ve ‎araçlarla ilgili düzenlemeleri genel hükümlere bırakmıştır.
    ‎ Diğer ülke uygulamaları ile açıklamalardan, seçim öncesinde siyasi partilerin, ‎ideolojileri, programları, planları, yöneticileri, daha önceki icraatları gibi konularda, ‎seçmenin doğru, yansız ve kapsamlı bilgilere sahip olmasında İnternet’ ten ne kadar ‎geniş bir şekilde yararlanılmakta olduğu görülmektedir. Ülkemizde de İnternet hızlı ‎bir biçimde yaygınlaşmakta olduğundan, önümüzdeki seçimlerde İnternet’in öneminin ‎artacağı kuvvetle tahmin edilmektedir. Bu bakımdan, diğer ülkelerdeki uygulamalara ‎benzer bir biçimde, seçimlerden önce seçmenlerin siyasal partiler ve adaylar ‎hakkında İnternet aracılığı ile gönüllü kuruluşlar tarafından serbest, yansız ve doğru ‎olarak bilgilendirilmesini engelleyecek düzenlemeler yapmaktan kaçınılması ‎gerekmektedir.‎ ‎

    Seçim Günü işleri .‎▲‎

    Seçim gününde yapılacak işler arasında, bilişim teknolojilerinin kullanılmasında bir ‎yarar sağlayabilecek işler olarak Oy Verme ve Oyların Sayım ve Dökümü ‎sayılabilir.
    ‎ Oy vermede, yukarda da açıklandığı gibi bazı denemeler yapılmış ve yapılmakta ise de ‎bu gün gelinen noktada teknolojinin güven ve doğruluk açısından gerekli koşulları tam ‎olarak sağlayamadığını kabul etmek gerekmektedir. Bu konuda deneme uygulamaları ‎yapılması suretiyle eksiklik ve aksaklıkların ortaya çıkarılarak teknolojinin ele alması ‎gereken sorunların belirlenmesine yardımcı olabilir. Ayrıca bu gibi denemeler, ilerde ‎teknoloji istenen düzeye geldiğinde yapılacak düzenlemeler konusunda da fikir ‎verebilir.
    ‎ Oyların sayım ve dökümünde ise durum biraz daha iyidir. Önce, oy pusulalarının optik ‎okuyucular aracılığı ile döküm ve sayımı konusundaki sorunlar hemen tümüyle ‎çözümlenmiş bulunmaktadır. Öyle ki, oy pusulaları optik okuyucuların okumasına uygun ‎bir biçimde hazırlandığı taktirde, oyların sayım ve dökümünün bilgisayarla ‎yapılmasında teknik açıdan bir sorun bulunmamaktadır. Ancak finansman ve kültür ‎eksikliği önemli engeller olarak karşımıza çıkmaktadır. Diğer taraftan, el ile ‎doldurulmuş olan oy pusulalarındaki oyların Sandık Kurullarınca, bilgisayar yardımıyla ‎sayımı ve dökümü, yine bir miktar finansman ve bilgisayar bilgisi ve kültürü ‎gerektirmekle beraber daha kolay uygulanabilecek bir yöntem olarak gözükmektedir. ‎Bu yöntemle yapılan sayım ve dökümlerin ilçe seçim kurullarına iletilmesi ve bu ‎kurullarda birleştirilmesi de kolaylaşacaktır.
    ‎ Bu konunun üzerinde durulması gerektiğini düşünmekteyiz.
    ‎ ‎

    Seçim Sonrası İşleri ‎‎▲‎

    Seçim Sonrasında yapılacak işlerin başında seçim sandıklarından gelen döküm ‎cetvelleri ve tutanakların ilçe ve il seçim kurullarında birleştirilmesi ve Merkez Seçim ‎Kuruluna iletilmesidir. Yukarda açıklandığı gibi bu hususta bilgisayar kullanılması büyük ‎kolaylık ve çabukluk getirecektir. Esasen bu yolda başlamış olan uygulamalara genişlik ‎kazandırılması gerekmektedir.

    İyi yönetişim ve Saydamlık

    Yukarda, e-devletin, demokrasiye etkisi bakımından yansız bir olgu olduğu, demokratik ‎yaşama etkisini ülkenin siyasal yapısı ve İktidarı elinde bulunduran kişi, grup ve ‎odakların niyetleri belirleyeceği, e-devlette ortaya çıkan mekanizmaların ve araçların, ‎demokrasinin genişletilmesi ve geliştirilmesi yönünde kullanılabileceği gibi, tamamen ‎aksi bir amaca da hizmet edebileceği belirtilmişti.
    ‎ Demokrasi kültürü gelişmiş ülkelerde, E-devlete geçiş bir tehlike yaratmayacaktır. ‎Çünkü, e-devlette öncelikle yönetimde saydamlığın artması sağlanacak, bunun sonucu ‎olarak da bir taraftan, iyi yönetişimin, yani etkin, verimli, tutumlu ve hesap verme ‎yükümlülüğü kurumlaşmış, dürüst bir yönetimin oluşması kolaylaşacak, diğer taraftan ‎da yurttaşların yönetime katkı düzeyi yükselecektir.
    ‎ Diğer bir deyişle, e-devletin, bir paranın yazı ve tura tarafları gibi, iki yüzü ‎bulunmaktadır. Bir taraftan devleti oluşturan kurumların iç işlemlerinde ve kurumlar ‎arası ilişkilerde ve iş ve karar süreçleri değişirken diğer taraftan yurttaşların bu ‎iş ve işlemlerden daha iyi bilgi sahibi olmaları ve karar süreçlerine bir şekilde ‎katılmaları sağlanacaktır.
    ‎ Ülkemizde, e-devlete geçiş yolunda, pek çok sorun bulunmasına rağmen, belirli ve ‎düzenli bir ilerleme kaydedilmekte olduğunu memnuniyetle görüyoruz. Kamu kurum ve ‎kuruluşlarının kağıt ortamındaki yayınları yayında Web sitelerinde de günden güne ‎gelişen bir yurttaşları bilgilendirme çabası süregelmektedir. Bu çabaların giderek daha ‎büyük bir ivme kazanacağı umulmakla beraber aşağıdaki konulara dikkat edilmesi ‎gerekmektedir:
    ‎ ‎1.‎ Yurttaşların tek yönlü bilgilendirilmesi ile ilgili çalışmalar, vakit geçirilmeden, ‎yurttaşların kendileri ile ilgili konularda başvurularını, önerilerini, şikayetlerini ‎ve eleştirilerini iletebilecekleri etkileşimli bir ortama dönüştürmeye ‎yöneltilmelidir.
    ‎ ‎2.‎ Kamunun bilgilenme ihtiyacının tam olarak karşılanabilmesi için, kamu kurum ve ‎kuruluşlarının çalışmaları ile ilgili sır kavramını çağdaş ölçüler içinde ‎tanımlayacak yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
    ‎ ‎3.‎ ‎ E-devlete içinde bireyler hakkındaki bilgilerin derlenmesi, saklanması, ‎kullanılması ve açıklanması ile olarak kişisel verilerin korunması ile ilgili yasa ‎başta olmak üzere temel hak ve özgürlükler çerçevesinde gerekli yasal ‎düzenlemeler yapılmalıdır.

    Katılımcılık

    ‎ Yurttaşların katılımcılığı temsili demokrasinin eksiklerini giderilecek ise de bunu e-‎devlete geçişle birlikte kendiliğinden ortaya çıkabileceği umulamaz. Zira, kamu kurum ‎ve kuruluşlarının çalışmalarını halka açacak sistemleri kurmuş olmaları yetmez. Gerek ‎bu kurumların yönetici ve çalışanlarında ve gerek kurumların sundukları hizmetlerden ‎yararlanmakta olanlarda istek, ilgi, bilgi anlamında bir kültürün yaygınlaşmış olması ‎gerekmektedir. Esasen bu kültür var olduğu taktirde, İBT olanakları olmadan da bir ‎ölçüde katılımcılık sağlanabilir. Katılımcı demokrasinin en iyi örneklerinden birinin ‎olduğu yaşanmakta İsveç’te, katılımcılığın devlet yönetiminde İBT olanaklarının ‎uygulamaya konulmasından çok önce başlamış olduğu anlaşılmaktadır.
    ‎ Ülkemizde bilişim kültürünün yaygınlaşması ile katılımcılık ruhunun da gelişeceği ‎düşünülmektedir. Diğer taraftan katılımcılık araçlarının halka sunulması için bu ‎ruhun gelişmesini beklemek yerine bugünden bu olanakların yaratılmaya başlanması ‎uygun olacaktır. Diğer ülkelerdeki örneklere baktığımızda bu alanda başlangıç ‎çalışmalarının yerel yönetimler ve parlamentolar yapıldığını görmekteyiz. Türkiye Büyük Millet Meclisindeki bilişim sistemleri böyle bir çalışmanın ilk ‎aşamalarını kaldırabilecek güçtedir. Yerel yönetimlerin bazılarında da hem uzman ‎kadrosu hem de donanım açısından yeterli bir birikim olduğu düşünülmektedir. Bu ‎bakımdan
    1. ‎ Bu konuda ilk hareketin kamu kurum ve kuruluşları tarafından başlatılmasına karar ‎verilmesi,
    2. ‎ Kamu kurum ve kuruluşlarına gerekli kaynaklar sağlanması,
    3. ‎ Bu kurum ve kuruluşlar için bir uygulama programı ve takvimi hazırlanması,
    4. ‎ E-posta iletişimleri ve tartışma listeleri ile bir başlangıç yapıldıktan sonra belli ‎konularda kamu oyu sorgulamalarına geçilmesi,
    5. ‎ Gönüllü kuruluşların bu gibi faaliyetlere yönelmeleri için desteklenmesi,
    ‎ yararlı olacaktır.

    SONUÇ .‎▲‎

    E-devlete geçiş, demokrasinin gelişmesi için gerekli bir çok olanakları yaratacak ‎olmakla beraber, bu olanaklardan yararlanma ancak siyasal iradenin buna karar ‎vermesi, bilişim kültürünün yaygınlaşması ve bir program çerçevesinde azim ve ‎sebatla çalışılması ile mümkün olabilecektir. Ülkemizde, gerek seçimler, gerek iyi ‎yönetişim ve saydamlık ve gerek katılımcılık konusunda önemli ilerlemeler ‎sağlanacağına inanılmaktadır.